Tüm dünlükleri sahipsizleştirdim
savaşa koşan güllerin kırağı rengine
söner bir mum ışığı bir adım soldum
ölüm gelmişken bu gece elleri sarhoş
kanda olacak elbet
yok yere tükenirken
İçmeye can gibi kadeh gerek
parçalayıp çıkardığım yüreğime
yusuf'un züleyha'sı gerek
Çoktandır sıyırmadığım saçlarına
ha bire körüklediğim hasretine isyan gerek
Gergin olma olmuşa olacağı var daha
sabır ol ki olmuşa ferah olsun olacak olan
tükenmeyesin ki olmuş olanda
olacak olana kalasın
olmuş olanda var kıl ki kendini
olacak olan var kılsın kendinde seni
Çocuktum......adam
yorgun bir sürtüğün çıkarılmış entarisi
çay içimi dokunuşlar
umarsız bacağın
ve ateşe atılmış masal kanatlarımdı
Topuğuma yaslan çok sürmez nasırlaşırım
ben adem en fazla bu kadar yaşlanırım
(mayıs 2002 Konya)
Kaç evresi vardır insan yaşamının
kundak ile tabut arası bir mesai
doğum kime sancıdır
Müşfik bir anımsayıştır uzağa dalıp gitmişliğim
çıkıp gelmesi beklenilen
ne adam ne insan ne de kulum zira
beşeriyetten bir dilenciyim ederim ancak nida
ne kadar zahirden geçebilirsem zira
tamaşa edebilirim cemalini ancak hüda
Leyla mecazdır
bir kibrit yanığı
zahirde oyalanmadır
perdeler aralanmadıkça
bilenler... ''var'' olurlar
görenler...''var'' edilirler
bilerek görenler ''yok'' olurlar...
benim gibi sadece düşünenler ''var'' sayılırlar...
yani demem o ki:
aşk...aşık'tan değil maşuk'tandır...
Ya ben giderim soğuk bir akşam
ve yağan kar
ya da siz gidin
fesleğenler / güller / güneşlikler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!