ödünç sevinçlerle gelme akşamlarıma
aldanırım, şair adamım
acılardan buza kesmiş yüreğini getir ama
sana ömrümü adarım
Hoplarım zıplarım öperim seni,
Yalarım yutarım taciz ederim.
Midende ekşittiğin selleri kusarsın üstüme!
Sarhoş atlar gibi hendeklere dalarım
kırılır ayağım...
İçlenerek ağlarım densiz kaderime
Sorsalar halini
Herşey yolunda diyecek
ödünç sevinçlerle güleceksin
Derin suların dalgınlığı yerleşmiştir
gelip kalbinin tam orta yerine
İşittiklerini bir daha bir daha dinleyeceksin
O vurulmuş şakağından tek karşunla
Bir kışın orta yerinde
Zap Suyu'nda dibe vurmuş cesedi
Faili meçhul!
Sen Beyoğlu'nda bara tünemişsin karga misali
Zaman ne çabuk eskitmiş aynadaki suretini
Ne de çabuk küllenmiş meğer
kulaklarımda sesinin yedi rengi
Göçüp gidince
bu sonbaharın da bütün göçmen kuşları
Bir kış kederi daha gelip çökmüş yoksun omuzlarıma
Kireç bir duvar
Duvara yaslı
Ahşap bir masa
Masada
Çerçevesi paslı
Siyah bir ayna
Halkım
Yad ellere yazgılı
Bitmek tükenmek bilmez
İnce bir sızıdır vijdanlarda adın
Tarihin kanlı serüvenlere adanmış
Yitik kulelerde rehin kalmış şimdi soyadın
Nedenlerin önemi yokmuş
Ki
Sırf bu yüzden
Sana doğru attığım adımlarımın
hiç biri bir başlangıç olmadı
Olamadı
Çev.: Serap Canbek
Me settled down in blues (grief) tonight
Or the music is prone to tristesse
Can’t get why do sparrows swarm?
On pieces of smiles on my face.
Bilirim başlamak
Kaybetmeyi de getirir ardısıra
Ama kaybetmekten korkarak da
Hiç bir şeye başlanmaz asl
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!