Ufkumun boşaldı bir kere
Zembereği yuvasından
Mutlandıramaz mutlak beni
Hedefimdeki
Hiç bir konaklamalar süresiz
Durmadan yürümeli,
Kadim dillerin dağınık cümleleriyiz
her ikimiz
Belleği yitik mevsimlerin
yaban coğrafyalarında
bir bilinmeze savrulan
Denizaşırı hasretlere tutunurken
Acılarını böl saçımın tellerine
Sevinçlerini hasretimle çarp
Topla ömrümün en güzel günlerini
Al kendi ömrüne kat
Biz iki gönül işçisi, iki şiir hamalı
Bağlayıp belimize
sabahların sağlam kemendini
Uçurumlu gecelerin kıyılarında derledik
bitimsiz sevdaların mavi sözcüklerini
Canımıniçi
Kırçiçeğim
Kınalıkekliğim
Biriciğim
Sevgimi her daim diri tuttuğun için
Yaşama tutunurken bana güç kattığın için
Ben tepesi karlı çırılçıplak bir dağım
Senede bir kuşları ağırlar
Elbruz parçası yamaçlarım
Her yanım yabana indir benim, kaçağa, kaçkına
Zirvemde saklarım isyana gebe kuyularım var derin
Beni de üşütür yalnızlığın at koşturduğu yıldızsız geceler
Çekirdekçii! Diye seslendiniz ardımdan,
adım yokmuş gibi, çekirdekçi(!) ...
Alelade bir lokum sandığına sokuşturdunuz çocukluğumu;
bardak bardak sattım size sonra.
Tükürüklerinizi kaldırımlara saçarak çitlettiniz beni.
Yetişkin küfürlerinizle kirlettiniz kulaklarımı...
Kurtlar Sofrası
Unutma ki, kurtlar sofrasında tek bir duyguya yer vardır, o da insanlığa evrilememiş olan kontrolsüz öfke.
Orada parçalanan kemiklerin kütürtüsü, yırtılan et ve kasların içburkan hışırtısı,
Sağa-sola saçılan ılık kanın havaya yükselen buğusu,
Az sonra sonsuza karışacak bir canın canhıraş çığlıkları ve gözü dönmüş bir öfkenin vahşi homurtaları yükselir.
Yağmurlu rüzgarın jiletli kamçıları
parçaladı yüzümü.
Kanıma karışırken gözyaşlarım
al işte sana geldim!
Nerde hani leylak kokulu mendilin,
gözlerin neden görmez kırık halimi? !
Ha geldi ha gelecek derken, evet: Bir bahar daha tüm kışkırtıcı renkleriyle gelip burunumuzun ucuna dayandı. Doğanın bunca fütursuzluğu, bu milyonlarca rengiyle yeniden dirilişi, envai çeşit kokularıyla insanın içine içine esmesi karşısında direnebilmek mümkün görünmüyor. Ya bahara kuracağız saatlerimizi, teslim olup ona; keyfe keder taze heyecanlar doldurup ceplerimize doğanın dirimine ortak olacağız, ya da iş-güç / o-bu deyip görmezden geleceğiz baharı ve bildik hüzünlerin sarmalına düşerek dolap beygiri gibi döneceğiz kendi kader kuyumuzun kıyısında.
Her bahar bir yenilgidir insan için, bana göre...
Çünkü baharı yenme gücü yoktur insanda ve asla olmayacaktır da...
Bahar bir karşı-duruştur aynı zamanda
üzüntüye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!