Olmayası Aralık neler açtın başıma,
Göz yaşları döktürdün bana,
Suçlu yaptın beni defalarca,
Çıkmaza döndürdün her sokağı bana.
Sen değil miydin yıllar önce
Bir gün, bir gün gideceğim bu şehirden
Bir sabah hayalinle uyanmayacağım artık,
Tüm üzüntülerini, olumsuzluklarını
bana yaşattığın o bitmek bilmez acıları
Depremde yok olmuş bir şehir gibi
bende yok edeceğim…
Bunca yıl zorluklarla yaşadı,
Yaşadığı zorluklara baş koydu,
Her zaman kendi adımlarıyla durabilmeyi ve
Adım atabilmeyi,
öğrenmeye çalıştı.
Ölümle yaşam arasında ince bir çizgi bu,
Bir adım atıyorum umut,
Bir adım atıyorum hedefler,
Bir adım atıyorum hüsran,
Bir adım atıyorum acı
Var git, unut sen benim doğum günümü,
Arama, sorma boş ver,
Ne yaşadın ki benle,
Ne iz bıraktım ki sana doğum günü mü hatırlayacaksın?
Geçti yıllar apansızca,
Sensiz olmuyor bu dağlar Ahmet abi,
Hakkı, adaleti sağlayan Ahmet abi,
Tadı yok Kars’ın, dağların, soğuğun,
Dağdaki sıcak çayın Ahmet abi.
Nereye gittin Ahmet abi, nereye?
Yaşatmak için ne çaba vermiştim oysa,
O aşka yeniden başlamak için.
Her şeyi yaptım.
Dağda, taşta
Uzaklıklarda soğukta
“Uzaklardan”, çok ‘uzaklardan’ sevdim onu,
Tıpkı bir çocuğun ekmek istemesi, reçel yemesi gibi,
Bilmemiş değerimi, yanlış anlamış beni...
Yanlış bir batağa saplandım diye...
Dostlarımla, sevdiğim yarla konuşmuş, dert yanmış,
hala dudaklarımda rujlarının tadı var,
öyle özlemişim ki
tadını, kokunu, sıcaklığını...
hep hayal ettiğim
hissedemediğim sıcaklığını,
önce ellerini bırakıp gitti bu yürek;
sonra tenini,
sonra sevgisini...
kahroldu,
yıkıldı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!