Dün elle tuttuklarım
Dün göz ile gördüklerim
Dün, bin bir tınıyla işittiklerim
Ve tüm geçmişiyle “DÜN” nerede?
İkametini sorguluyorum zamanın içinde yaşanmışların
sema son semahını dönünce
dönence zapt-ı rapta girince
kalem son sözü öpünce
gel tatlı ölüm,
bütün endamınla hoş gel!
öylesine zamansız
zamansız gitmelere tutuldum
öylesine kelimeler tuttu beni
zamansız şiirlere tutuldum
öylesine geceler tuttu beni
dalga geçiyor denizle mavi
bazen dalga kızıyor, bazen mavi
Bursa
dört yanımda cevap bekleyen sualler
içimde hüznün griye çalan renkleri
ve tuhaf kavgalarda anlamsız çelişkiler
mısralar nereden bilsin, bu garip çileyi?
bilmem, bilemem
dünya
zamandan mahpushane,
gardiyanı ömür,
ne vakit düşünsem
duvarında bu sual ölür
ey! toprağın misafirleri
“Kimsin” dedi.
Dedim kastın hüviyetim mi?
“Kimsin” dedi yeniden, “Kimsin”?
Dedim bu sual çok zor değil mi?
“Kimsin” dedi kükreyerek, “Kimsin”?
Dedim ne lüzumu var, bu lüzumsuz bilginin.
Ey! kelimelerin sükuta erdiği nokta,
beni sen değil, senden sonrası boğmakta...
Yağmuru anlatan bir şiir yazma bana sevgili
Sırılsıklam ıslat beni hiç tatmadığım bir yağmurla
Anlatma bana öyle uzun ağdalı, aşkın nasıl yaktığını
Yak beni sevgili, ben çoktan ram olmuşum sana
Ve sen de yan benimle ateşinde sevdanın
Ve sen de yan…
şiirde bulur insan
şiirde yitirir
şiirde ölür insan
şiirde dirilir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!