yağmurlar yağsın en yenisinden
damlalara ışıkları konsun güneşin
her damlada yedi renk-yedi umut
yedi buyruk insin Yesevi yurdundan
bir gazel çağlasın Fuzuli pınarından
bir aşk mısrası, sevgiden bir hece
yitik ne varsa yaşama dair;
getir!
gecenin sukunetinde kaybolmuş sesleri
mazinin zamana hapsolmuş izlerini
yarına dair çiziktirdiğim resimleri
ateşin kucaklamış efkârı, benliğimi
yokluğunu ıslatan yağmur da dertli
sıyırıp bir köşeye attığım, gençliğim mi?
bilmek istemem, istesem bilemem
hazan mevsiminin kara bulutlarına mahkûmken gözyaşım
inkârım, isyanım, nisyanım, hüsranım, sükûtum, ikrarım
varsın olsun adam sanmışlığım,
varsın olsun dosta düşmana selamsızlığım
varsın olsun
söyle bana gül kırmızı
zamanın içinde garip oyunu mu oynuyoruz?
yoksa
zaman oyununu, garip mi oynuyoruz?
Istanbul
Şiir bir kez girmeye görsün düşe
Düşü düşer her halin şiire
Yazarım
sen beni dinle
beni benden dinle
arama yanıtları ötede
nefesim nefesinde
Çırpındıkça battın be insanoğlu, oldun sefil
Cürmün ancak olmadık yerde çıkan siğil
İnanmamak evrime, artık elde değil
Beceremedik birlikte yaşamayı, insanca
Utanma yaşa yaşacağını, maymunca
düşler, garip bir yol, tek şeritli
başında insan, sonunda insan
geçtikçe zaman, akıl almaz süratli
düşler dönüşü biçare insan
Bursa
yağmur elbisesini giymiş “yorgun şehir”
mistik bakışları sarmış etrafı yine
teşbihe direnen kalem, kâğıtlarda kir
tüm seslere inat suskunum bu gece
sevdanın uğramadığı yüreklerde renk zifir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!