istanbulu sevdim
bir de seni
bir istanbulu özledim
seni özlediğim gibi
bu şiirde bildik bir ezgi
buğulu bir ses
bir yağmur
altında ıslanan yalnız ben
bir yağmur
öyle bildiklerinden değil
damlalarında yaş ben
Eski sahilde eskimemiş bir bardak çay yudumlanıyorsa
Unutulmamışlardan bir şarkı uzaklardan selamlıyorsa
İhtişamıyla ay dalgın gözleri kaplıyorsa
Bil ki seni düşlüyorum
Bugün bir kez daha sana uyandım,
Hayallerim yarınlara,
Dertlerim sırtıma yüklü,
Yine hüzün, yine hicran, yine hasret süslü,
Dimağımda sualler yanıtlara küstü,
garip!
garip olan ne?
talip!
talip olan kim?
biliyor muyum?
ben almayayım
anlayana 'Lüzumlu'
anlamayana 'Lüzumsuz'
ne lüzumu var, lüzumsuz endam etmenin,
ne lüzumu var, lüzumsuz selam etmenin,
ne lüzumu var, lüzumsuz kelam etmenin,
ne?
niye?
nasıl?
sorulara doğdu insan
sorularda boğuldu lisan
bu üçlüde gizli fasıl
hatalarım vardı, benim diyebildiğim
düzeltmeye ömür yetmedi
gülücüklerim vardı, benim diyebildiğim
tatmaya ömür yetmedi
seslerin gölgeleri, güneşin yüreğinde
sesleri güneşin, gölgelerin yüreğinde
Bursa
yaşam dediğin zamanda
zaman dediğin yaşamda
aynı hatada gelir giderken adımlar
dün hayal, bugün yalan, yarına umutlar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!