İflas ettim, boşandım, hapse girdim..
Olsun..
Aynaya baktım hata yoktu
Yalnız değildim.
Derinleşti çizgilerim..
Kısa bir film yaşandı.
İki adam bir kadın
Mavi ülkelerden birinde
Kararsızdı.
Adam hiç
Mutlu olmadı;
Meyin tadına baktım; yeşil
Sesler alaca, ışık tatlı..
Parmak uçlarımı silmiştin.
Tırnaklarım tanıdı.
Bir ip çekti senden,
Ardından derin bir porte –kızıl- tenimden.
Keşke bir başkası olsaydı.
Yaşamlar sonra
Ayrılırken,
Tanıyamamışım demek
En büyük ihanet.
Varsayalım özlediğim
Köpük etekli mavilikti
Nergis kokusu kimbilir
Belki bir Mayıs dönemi
Şart mı koyak açan depremler
Aşk çiğ damlasında gizli..
- Aşk her şey değildir.
- Hayır, öyledir.. Ayrılalım.
- Ne değişti?
- Başkası..
Söylemeliydim; sen de söylemiştin..
- Anlamıştım.. Çocuklar?
Çocuklar yandı bugün
Avaz avaz..
Kesif et kokusuyla,
On onbeş yaşlarında,
Merdivende tutuklu.
Ciğerleri dumanla kavruldu
Ağaçlar yeşil
Kiremitler kızıl
Kedinin gözleri yuvarlaktı
Oyuncaklar onundu elbet;
Ocak sıcak, bıçaklar tehlikeliydi
Emindi
Arkaik bir fırtına telaşları.
Çıplak omuzlarından savurdu,
Kapladı beyazlığıyla bir tanrı,
Susturdu dalgalarını..
Parmak uçlarında bir kadın,
İlk kez kumsalından ayrıldı.
Neden bir yüzükle başlasın ki?
Küçük bir şişe olmalı,
Belki yakut belki safir taşlı.
Kadife kumaşta özenle saklı.
Sevdikçe incelir elbet yürek,
nasılsınız