sen ve sacların ilk bahar yagmurlarında toprak kokan memleketımın o sımsıcak kokususun ve beni hep sürükleyensin. geldigim yere bir nefestir cektigim de alıp götürensin beni doğdugum köyüme. iste sen benim memleketimsin uzaksın yakınsın ama hep özlemimsin hep mecburi ayrılıkların titreyen şarkısısın hep dilimdesin.. benim cocuklugumsun sen benim ilk hatırladıgımsın ılk hayata dokunup tutundugumsun mahsumıyetımsin düse kalka büyüdüğümsün kanattığım dizlerim sin yaramsın sen
Gülüşlerin bir sergi salonunda Pahı biçilmez mutluluk tablosu olmuş
Yaklaştım yanına uzattım elimi
Dokunmak istedim yasak dediler
Yine bana düşen uzaktan sevmek oldu gülüşlerini..
Onurlu bir idam mahkumunun küçük bir pencereden gök yüzünü seyir etmesi kadar güzeldir. Kısada olsa hayat bir günde olsa umutlu yaşamak direnmektir. gülümseyerek beklemektir ölümü cesurca ve dudakları arasında yarım kalan bir sigara kadar kısada olsa ömür gözlerinde ki yaşama sevinci ve umudu yarınlara cesarettir demir Parmaklıklar Ardında...
En çok da sana olan inancıma inanmıştım Bütün yenilgim inancımdandır
Hayat ne kadar garip be çocuk
Büyüdükçe ölüyorsun
Ölüyorum dedikçe yaşıyorsun
Bu hayatta af edip Tahliyesini verdiğim insanlar oldu ama henüz kimseyi beraat etmedim
Her buluşmamızda sitem ederdin gönül koyar surat asardın.
Yine eli boş geldin derdin
Ben pek sevmezdim hediye almayı ama aslında her defasında kendimi getirdim sana avuçlarım dolu mutluluklar la koşardım sana
Hediye de neymiş ömrüm dururken avuçlarına da
Benim okulda da Coğrafyam zayıftı iklimleri pek bilmem mevsimleri yaşamam sen geldin bir gün ilkbahardı gittikten sonra hep kış yaşadım
İçimde tonla biriken hasret var bir kamyon yükü ağırlığında sol yanıma doğru devrildi devrilecek olan..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!