bir brunswick akşamına doğru koşarcasına
okul partisi var diyorlar kalk gidelim
monti saat onda açılır, bekleriz
gözleri çakmak gibi gecenin
ve lazer ışıklarının oynaklığı her yanımda
mut dolu dakikalar devşiriyor ellerim
bir tutku alevi sanki yüreğim
gittikçe büyüyen bir yangın yeri
bir fısıltı gibi derinden
ya da sam yeli hafifliğinde
dokunur zamanın büyüsüne
oysa zaman kuşların göç mevsimidir
salıya canlandı ankara sabah sabah
sabah sabah kırıp döktüm bulutları
bahar alıntısında gün yüklenmiş şilepçe
sisler uçuşkan ve yolum kör karanlık
gözlerimde bir milyon kelepçe
çıplak gövdenin profilini çiziyorum usulca
sevginin gizemi ayrışırken sularda
gözlerin sığ dalgaların yunağıdır senin
gözlerin kırsal yalnızlık
sen ey erkenci zamanların sevinci
şefikalar şefikası sen
gönlümün sultanı mısın
yolda tanıdım seni ben
soluğu bende alırdın
yıllar geçti aradan
ayakların ayaklarıma dolaşıyor güzelim
rengarenk giysilerdesin denizlerdesin
sarı tangolar uçuşuyor gökyüzünde
kuytu limanlara demirlemiş gemiler gibi
gözlerini gözlerime bırakıyorsun
teninin sıcaklığını duyuyorum katıksız
umutlar kirpiklerine asılı gecelerin
kelimeler çoğul hali hecelerin
ve gülüşü gibi yağmurun
sisli bulutlar arasında
geceler sürgün ışığa
benim kabına sığmayan heyecanlarım
bu akşam seninle olmak istiyorum
bu akşam seninle
seni duymak
seni hissetmek için
hadi gel yanıma otur şöyle
bir konuşalım, bir konuşalım saatlerce
güneş sımsıcak bir dost gibi
gülümsüyor tepelerden
işte çiçekler ve kelebekler
işte gözlerimizde mutluluk
ve yüreğimizde akımsal sevgi
oluk oluk
penceremi açtım
burcu burcu mutluluk
doğa gizemli yolculuğunda
kuş tüyü zamanın
masmavi sonsuzluktan
gülümsüyor bir bulut
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!