Seni anlatmak istedim,beyaz bir kağıda.
Sordum hemen cümleye, nasıl anlatırım onu
Yüzme baktı cümle ve dedi ki;
Ne yazık ki yapamam bunu,sen en iyisi sor önce kelimeye
Yanaştım kelimeye,yardım et bana
Bu sevgiyi nasıl anlatırım kağıda.
Şimdi sen de yoksun ya
Boynu bükük kaldı her sözcükte, `de`lerin.
Eklenecek bir tek şey kaldı geriye
Gözyaşlarımın döküldüğü, birlik ‘de’liklerim.
Dışarı da hava acayip soğuk.
Bırak,soğuk olsun.
Senin soğukluğun kadar, koymaz inan.
Rüzgar bıraksa, yağmur yağacak.
Beni de hatıralar bıraksa, göz yaşlarım.
Her soğuğun ardı, bahar değil mi?
Soğuk yatakların,vazgeçilmez dostuyum.
Üstümde yorgan, kafamda yastık.
Etrafımda dört duvar.
Küçük pencereden, görülen gökyüzü.
Yalnızlığın, vazgeçilmez dostuyum.
Her yer karanlık
Yalan oldu yarınlar.
Hasretin daha da büyüdü içimde.
Unutursun hani dedinya giderken.
Unutamadım...!
Yaşattım içimde seni gittikçe.
Hatıralarımla bir yaşam kurdum.
Savaşlar olmasa.
İnsanlar ölmese.
Yarınlar bizimse.
Haydi,sende gülümse.
El ele versek.
Zamanın gelip geçtiğini
Yüzündeki çizgilerden bile anlamayanlar
Bir gün gelipte yalnızlığa düştükleri zaman
O çizgilere bir çizik de kendileri atıp
Son günlerini sayacaklar
Sevmek istedin ya hep,n oldu çocuk.
Gözlerinin yaşını,yine kendin sildin
Onlar güldü eğlendi,sen hep üzgündün.
Karanlık gecelerde düşler kurdun,onlar rahatça uyurken.
Hep doğru olmandan kaybettin çocuk.
Her yolun sonu,hüsranla biter mi
Bilmem ama.
Her hüsranın sonu
Benden, bir şeyler götürüyor…!
Bazen,insan bir çağrı duymak ister.
Hayatın, en zor zamanların da.
Ama en zor şey bence..!
Hatırlanabilmektir.
Telefonun,seni unuttuğu.
Tuşlarında.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!