söyleyelim türkülerimizi
söyleyelim ey dost
ölüm
apansız çalmadan kapımızı
_hamleciler yt:1975
ıslak ve yorgun bir istanbul akşamı
ıslak ve yorgun bir istanbul akşamında
ıslak ve yorgun bir adam
damla damla olmuş her umut tomurcuğu
dökülür geceye bıçak bıçak
yüreğimde kırlangıçlar kanatlandı
dağlar ovalar aştı
o gün
sensizliğimde
şiirler yazdım
geceleri güne şikayet ettim
hani nefretin sevgiye
dönüştüğünü muştulayacaktı
ilk doğan güneşle
ilk öten horoz
hani zamanın bir noktasında duracaktı saatler
ve sevenler için kalkacaktı
sol yanımda saz
sağımda buzuki
elimde kemençe
kardeş türkülerle
kardeşçe
aklım almıyor olanları
aklım uçtu uçacak
dünya nereye gidiyor
bu gidişin sonu ne olacak
gitti gider hergün binlerce can
soluklaşmış anılar
belleğimi işgal ederse
donuklaşmış
soyut fikirler saplanırsa kafama
aydınlık dünyam kapkara olup
soysuzlaşırsa yaşantım
günboyu
aynanın karşısından ayrılmayan
modanın tutsağı genç kızlar
kuaför
parfüm
losyon
sus dediler
aklım erdikçe
anlattılar
dinledikçe
başladım konuşmaya
konuştukça coştum
sesi karışsa sesime
aynı yağmurlar yıkasa
saçlarımızı
türkü olup gelse
denizler ötesinden
ilginize teşekkürler.onure ettiniz beni..
sizinle tanışmak isterim çünkü şiirlerinizi ve hayat hikayenizi okudum çok hoşuma gittiniz