Ditti tarak vurdu kirmene taktı
Döndüre döndüre süzüyor zalım
Erişledi birde ucunu yaktı
Söndüre söndüre eziyor zalım
Çıkrığa çevirip kıvratıp durdu
Durum vahim bilmiyorum ne olur
Dur bakalım ne yapacak padişah
Allah kerim ben bilmem ki o bilir
Gör bakalım ne yapacak padişah
Evde kaldık çıkmıyoruz yollara
Bir ipliğini çeksen
Kırk yamalığı birden sökülür
Gadasını aldığım
Yüreğimi elleme
Yükünü yükseğe yığsında bir gör
Yandırır sineni buğlatır evlat
Umursamaz seni olur bakar kör
Bandırır dertlere tığlatır evlat
Yutkunduğum yaşlar çöktü içime
Bir türlü gözümden çıkmadı gardaş
Felek çarka verdi doksan biçime
Çevirdi kıvırdı bıkmadı gardaş
Acıyla titreyen gözlerde yaştım
Ağustosun ortası ben hala üşüyorum
Yüreğim bölük pörçük pay ettim gecelere
Çıkınımda dert yükü apansız düşüyorum
Dizlerim delik deşik hay ettim gecelere
Kula kulluk etmem biri bilirim
Payıma düşeni elbet alırım
Mutlu hocam davet etmiş gelirim
Allah'a elimi açtımda geldim
Ben şevk ile iki cihana daldım
Misk-i amber kokun sineme dolsun
Lodos'tan sökülen yellere karşı
Gel kurul tahtıma yurdum şen olsun
Karşıma dikilen ellere karşı
Gözlerim yollarda bunu bilsene
Gurbanım
Huşuyla beş vakit eğilen başa
Tevekküle banan öze gurbanım
Edeple, erkânla karılan döşe
Sükutla söylenen söze gurbanım
Yâr yüzüne gülmez olur
Aya hasret koyar seni
Sararır gül benzin solar
Suya hasret koyar seni
Kutluyorum seni Zahide.