Bir fesleğen koyusu bu füruzan
Abes bir ekmek kokusu
Çöl gülü en ihtişamlısından
Dolu ve elvan yaprakları
Işıltılı bir gecenin nöbetkarı sanki
Ben kendimin öz yabancısı
Ben terk edilen vicdanın
Bir ölüm
Bir doğum sancısı
Seni arıyorum mabedimden çıkarak
Çarığımda şiirler
ben bütün kuşlarını toplayıp dünyanın
sana bir ben yolluyorum
ben bedenini kaybeden bir ölünün
en çaresiz haykırışlarıyla beraber
seni aramak kaygısından
Bir kavak yeli
Hıçkırıyor geceye
Ardında sabahın salkımları
Eziliyor ağlamaklı
Merhaba Rabbin bağı
Merhaba gül yüzlü kargaların şeytanı
Ayaklarım kesik
Topuklarımda sen
Sürünüyorum suretine
Bakıyorum mahvıma iç çekerek
Efkarlanıyorum beyaz tebeşir dumanıyla
bir şarap çiçeği
tertemiz bir aşkla
sürerek kokusunu burnuma
almak için seni benden
zehirleyip beni
ruhumu toprağına çekiyor
SEN
sen azrası gönlümün
beyaz sıcak ve temiz
sen pervası sövgümün
aymaz berrak ve terbiyesiz
Şu kara gök... evet, şu kara gök...
Beni bana fısıldayan, rengarenk bir boğum.
Şu kara gök... evet, şu kara gök...
İçime günah ışıldayan, bir ahenk ve bir tohum.
Şu kara gök... evet, şu kara gök...
Nar kırmızı uçurtmaları takmışsın yanağına
Süzülürsün melek dolu uğultulu diyarlarda
Sen bir aziz
Sen konak yeri rüyalarda
Temiz ve serinsin
Yeryüzünün gördüğü en cesur, en sadık ve en aşık adamına...
Gözünden damlayan nur
Cennete düşmüş ya Ebubekir
O ırmaklar bir başka akıp
Bir başka paklanmış ya Ebubekir
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!