Sen iklimlerimsin benim,
en çokta mayısım,
şiirlerimin dans eden çocuğusun mısralarımın üzerinde,
hiç yerinden oynatmıyorum kelimelerimi,
sırf oyunun bozulmasın diye,
burnumun yolunu portakal çiçeklerinin kestiği vakitte,
bir enginar tadı bekledim hep ellerinden, tarifi babandan gelen,
ne enginar geldi, ne ellerin, ve o yıl erken geldi, köye şark hizmeti için atanmış, pos bıyıklı, eli tahta cetvelli bir öğretmen gibi son bahar,
gece üstünü açmış ve bu yüzden sabaha üşümüş ve kendine büzgün,
bir çocuk gibi dönüyordu, gelmediğin yollardan gözlerim,
artık kaldırımların, ten sıcaklığından daha serin olduğu mevsimlerdi,
satın aldığım her papatya,
özgürlüğüne kavuşturulmuş bir köle sevgilinin elinde,
anılarla uyuşturulmuş, acılarla dondurulmuş bir resim,
mevsimler ötesi, ben ölmezden önce,
gülüyorsun, gülüşün gelişi güzel,
bitişi vaktinden evvel bir mevsimin habercisi,
Hiç bitmeyen bir film izlesek, hiç bitmeyen bir gecede,
gece bitmese, şarap bitmese,
tenin eksilmese etimde,
kanepe bitmese, pencere bitmese, kapı bitmese,
sandalye masa bitmese,
aklım gitmese, oda bitmese,
bilmelerimi susturuyorum,
susmalarım durup düşünsün,
uykusuzluğum, yokluğunun etrafın da büzüşsün,
gelmeyişin, beni binlerce kez üzsün,
sen ne cilveli bir hüzünsün,
askıda, boynundan asılırken asık yüzüm,
geçen zamanda geçmiş oldu,
geçecek zamanda geçmiş olacak,
dünya; tahta kollu bom boş bir kucak,
ne kadar kirli olsakta, bizi beyaz bezler saracak,
akta olsak, pakta olsak,
geldiğimiz yer toprak, gideceğimiz yer toprak.
En büyük bağımlılığım bağımsızlığından ibaret,
içimdeki uykulardan gözlerim habersiz,
keskin fakat ağzı kör bir sükunet,
oluşuna giydirilmiş kara,
olmayışın da çıplak asalet,
buruşuyor gözlerimde, uzun süre suda kalmış küçük bebek elleri gibi gülüşün,
Sen yokken kim sevecek bu taşları süpürgesiyle,
ölmesene anne,
hangi sevgisi nasırlı, çatlak el, süpürür ki,
senin kapının önünü, sen gidince,
ölmesene anne,
çiçeklerin suyu tatsız kalacak,
gözlerim temmuz ortasına uzanmış,
yokluğunu izlerim,
sıkarak beklediğim dişlerimin arasında,
hiç yaşanmamış bir mayıs gizlerim,
kafesimde, vatanı ellerin olan,
bir papatya beslerim,
gözlerini düşlerim;
göz pınarlarım dan alınır mürekkebim,
kurşunlardan kalemler tükettim,
yokluğunu parmak uçlarıma yük ettim,
yazdım;
kendime, kendi düşüncelerimde mezarlar kazdım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!