Hak ya rabbim...
Şahit ol!
bu sancak!
Gönderde duracak!.
İslam kainata Hakim olacak...
Salli ala Resulüne Muhammet...
Yok mu! indî, gemisini kurtarmak isteyen...
Karınca gibi damla, olsa getir istersen...
Şuğulun kabilinde münezzeh kal terketsen...
Hû Allah dersin, tevhid çekersin zikirlerini...
Bir aşk ki Züleyha bilmez
Yusuf gibi Allah dersen
Haline yanma kimse görmez
Hüda'ya yöneldim döndüm ser'den
Hu diyen gönül dertsiz olur mu
Gün ağarınca ağlıyor bulut
Çağlıyor derenin akan suları
Sevda ellerinde bağlamasız aşkı unut
Vurunca telleri çınlıyor hülyam
Yakıyor yüreğime düşen damlalar
Ne hicranla ağlar mübarek, nasıl yalnız kalır Maşukundan, ebedi sevgilisinden ayrılır
Gülün den ayrı hüzün! ayrılık dayanılmazdır
Geçecek ömrü buna yürek nasıl da dayanır
Ey hurma kütüğü ne istersin! Feryadın niye?
Senin hicranın beni yaktı aktı yüreğime
Cümleler tarifsiz kalıyor! manayı tercümede,
Elif lam mim, “hurûf-i mukattaa” manası hak'ta
Bilir hak teala “müteşabih” kelamının şifresini Rabbim sundu! Zındık! açıklayamadı kelamı hakikiyi.
Hususi şifreleri bilir mevla, kainat anahtarı onda
Yirmi dokuz süresi başlar şifrelerle kitabında
İhramı giyer hacılar...
Nurları içinde saklar...
İçirir zemzemi ağlar...
Akıtır rabbine ab-ı...
Esirgemez verir canı...
Teşekkül den Mahşere sıralanmış kainat
Tertiplemiş Yaradan, hazırlamış tezyinat
Her anda hesaplamış, şekillenmiş saltanat
Cümle sanat halkolmuş, oluşmamış zayiat
Neden çıkar hicranın, ayrılışların hemhal
Gök mavileşir mi ki üftadem ?
Dolunay şekilli aşk batarken!
Bir yıldız kaysa!
Vuslata…
Düşer mi?
Yas sürünüşü ne…
Ana rahminde yeşerip dünyaya atanır
Kalp iri beden ufak şekil bozuk koparır
Dünyanın aynasından kainata baktırır
Alemi aydınlatan ışıktır nazdar kadın
Ana dolu sabr sükun bebeğine aşk gani
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!