Her cuma kanat olsam
Uçsam Ravza'na
Elim yüzüm toz toprak
Günah yükü kamburum
Yıkasan nurunla
Tozumda ruhumda olsa PaK
Açın fikrimin göğünü
Turuncu uçurtmamın
kanatları hazır
Artık uçabiliriz..
Yıkık kentimin sokakların dan
Çek ayak seslerini
Üfle gözlerimin girdabına
Barış gelsin
15 ocak 2015
Dargınmıyım?
Evet dargınım küskünüm bir okadarda nefret doluyum.
İçimin içindeki benliğe.
Kaçmak istedikçe battı,şu melun dünya denen, imtihan-ı kübraya
Neden sanki boğulmak isterki bir insan.
Geçmeyecektin sokağımdan
İsli akşamlarda
Bir yangın arefesinin
Dumanı tüterken
Girmeyecektin yaslı bahçemin
Mahcup bağ bozumuna
Komiksin diyor bana
İçimin komik olmaya ihtiyacı var
Tanımasanda olur
Kalabalıkta tekim
Bildiğin gibi değil
Kambur dağındaki
"Sabahın hüzünlü ışıkları kalbine vururken, yine aynı sıradanlıkla iri ve mahzun bakışlı gözlerini şu sıradanlığa inat akıp giden dünya denilen hayata açtı. Ve âniden bir ömür gerilmiş hedefini bulmak için sahibinin atmasını bekleyen ok gibi yerinden fırladı.
Kirpiklerinde ki buğuyu anımsatan camların önüne koşarken, kulağına gelen yorgun ve bitkin ayaklarının tahtaları gıcırdatarak dışarıdaki kalbinin ağlamasını anımsatan ve her nedense inatla kalbine yağan yağmur seslerinin arasına karışan ince narin ayak seslerine aldırmadan koştu.
Koşarken mıh gibi aklında kalan ve hatırladıkça cam kırıkları gibi yüreğine batan bir türlü toz tutmayan anılarını dimağından çıkarmaya çalıştı.
Her defasında gördükçe içinden, kocaman kalp yapıp içine " umut " yazmak istediği ve kendi benliğinden utanıpta vaz geçtiği; "bana yaz " der gibi buğulanan camların önüne durdu.
Arkasına dönüp baktığında, yaşamın bütün karmaşıklıklarına inat taptaze kalabilen umudununda artık yorulmakta olduğunu ve kendisini terk etmek için fırsat aradığını farketti.
Kalbinden daha az buğulu olan camdan, rahmeti ilahinin her damlasına, bahtının karası misali kirpiklerinin ucuna bir boncuk gibi kondurulmuş iri, keskin ve ağlamamak için inatlaşan şehla gözleri ile baktı.
Çirkinlikmi
Kalbin güzelliğini görmeyenlerin
Kör uydurmasıdır..
Yanında çocuklar gibiyim
Şen bide gülşen
Sen gülüm dersin ben olurum şen
Kokladıkça avuçlarını
Hasretim dağ olur
Çıkarım yalnızlığın zirvesine
Geçmişe dönüp baktım
Birden utandım
Yolumdaki kuşları görünce
Köklü bir çınar ağacına
Gölge olasım geldi
Sıcacık güneş gibi
Selam