Kendi günahına ağlamayı unutmuş,
Onun bunun eksiği gediği ile uğraşan,
Kendi penceresinden baktığı için
Bütün dünyayı hep kirli gören,
Dedikodu ve gıybeti ibadet niyetiyle yapan,
Kendi çıkarı için, hiç çekinmeden iftira atan,
Kapat gözlerini güzel yavru
Bak koca derya ninni olmuş kulağına
Dalgalar öpüyor yanaklarını
Konuşma sakın, sus bitanem
Gökyüzü karardı şimdilerde,
Yeryüzü ateş, kan, gözyaşı
Güneş gözlerine değmesin,
Rüzgar saçlarını okşamasın,
Serin sular dudaklarından öpmesin,
Ben toprağa düşmeden.
Gecen gündüze dönmesin,
Sen bilirsin diye gam etmem
Sen bilirsin diye kin gütmem
Kırdılar gönlümü seni bile bile
Işlerine bilerek kattılar hile
Ah ettim Allah'ım, hepsi sana havale
Bu gün değil sadece, yarın da
Söz konusu vatansa
Karşımızdaki değil dış, iç düşman olsa da
Yerimiz bellidir bizim.
Bayrağımız tektir bizim.
Dağ yolları…
Sağında ya da solunda
Kızılcıklar, çimenler, geven dikenleri…
Ve kekik kokusu…
Soğuğu başka soğuk
Bir evim olsun kavak ağaçları arasında
Baharda pamukçuklar salsınlar çatıma
Güzün sarı kızıl yapraklarını
Şart değil mekanik ses verecek bir kutu yanımda
Bahçemde bülbüller ötsün sabah namazıyla
Evimin bacasından eksik olmasın bir çift kumru guk guklarıyla
Sen beynine takılmış yularla,
Mahkum olmuşsun dört duvara.
Kurtulmak bile geçmez ki aklından
Tav olmuşsun belliki;
Önündeki bir kalbur samandan.
Baktığımda gözlerinin karasına
Tuz basıyorsun gönlümün yarasına
Ya çevir bakışlarını umut verme bana
Ya da vuslatına erdir kavuştur sana
Bak kardeş sen de bilirsin de
Ben söyleyeyim yine de
Öfken ve kinin karartmış zihnini
Ben senim sen bensin
İnanıyorsan benim gibi ahirete
Yoktur bayrak, Ahirette
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!