Ölüm kokan hazan yapraklarının altında
Hafif nemlenmiş toprağın serinliği ürpertir tenimi
Hani her adım atışında yumuşak bir yastığı andırır ya…
Hani dallar uykuya dalmak üzere soyunmuş insanlar gibi sessizce
Sadece bir güzel tablo olabilir hazan,
Sadece olsa tabloda kalan
Yağmur sessiz çığlıklar atar;
Ancak âşık olduğunda duyarsın
Her bir damlası sıcak sıcak sızarsa bedenine
Yar için kendinden geçtiğini anlarsın
Karşısında yalnız ve kimsesizsen
Ve kurşun gibi vuruyorsa her bir damlası bedenine
Yıldız düşlerim vardı,
Ayazda üşümez ellerim
Beklemeyi bu mevsimde öğrendim;
Önce ilkbahar sonra yaz
Çağlayan sularda,
Ben ateş olayım sen su
Ne sen söndür beni
Ne de ben yakayım seni
Ama hep birlikte ansınlar ikimizi
Sen yaz ol ben kış
Ne sen terlet beni
Yarı ıslak kara bir toprak
Sarı kızıla boyanmış kuru bir yaprak
Hafif serin bir hava
Ve sadece üç beş kişi…
Nasibi kalmamışların mekânı
Ahir ömründe olamamışsın bir baltaya sap
İki selama iki şak şaka kendini sanırsın bir halt
Her gördüğünü sanırsın gerçek
Her söylenene inanırsın hemencek
Üç kuruşluk aklınla sendeki bu kibirli hal
Beş kuruş etmezsin bu halinle be mal
Baktığım her yerde seni görebilmek için kör olmak istedim,
Ya dünyaya kandım yalanlarıyla avundum
Ya sen beni kendine layık bulmadın.
Aldığım her nefeste sen olasın istedim,
Ya ben nefes almayı bilemedim
Korkularım masumdu,
Sevinçlerim basit…
O zaman ister miydim bilmem(?)
Ayaklarım ellerim büyüsün…
Çıksın sakalım bıyığım.
Kaldır başını bak
Nasılda geride kalıyor
Uzak sandığın dağlar
Ovalar, ağaçlar...
Sanmaki menzil uzak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!