Yüzünü okşayıp geçen meltem rüzgârları.
Hep kıskandırmıştır beni.
İpeksi tenine nüfuz eden ay ışıkları.
Hep dertlendirmiştir beni.
Anlatmak istiyorum sana içimden geçenleri.
Anlatsam da anlar mısın acep, hiç bilmiyorum.
Artık sarılmak istemiyorum karanlıktaki boşluğa.
Yuva kursun istemiyorum gözlerime çaresizlik.
Silinmesin istiyorum yüzümdeki çocuksu gülümseme.
Nabzımın atış sesi sarsın istiyorum narin bedenini.
Aşk, vatan, çoluk çocuk derken,
Zaman kan gibi aktı.
Dost, düşman demeden teker, teker süpürdü.
Kan kurumadan önce,
Güzel anılar koynumuza dolandı.
Bugün sarhoştur ay.
Benden beklentilere kapıldığın an gibi.
Kirletilmiş vaziyette, açmış kollarını beni beklemektesin.
Dünden kalma kıyafetlerimi çıkartırcasına,
Sana değen tenimi çıkartmak isterim, şu aciz bedenimden.
Kim seni yalnız bırakmaz.
Her sabah ilgiyle taradığın saçların mı?
Sen anlamadan, tane tane dökülürler.
Kim seni yalnız bırakmaz.
Güvendiğin güzelliğin mi?
Ne yıldızları, nede sözlerimi tutabilirim.
Ne gözyaşlarım, nede nefretim boğabilir seni.
Ne harcanan gençliğimi, nede hayallerimi yakalayabilirim.
Ne benliğimdeki, nede hayatımda ki bıraktığın izi silebilirim.
Yalnızca, özlem duyulan günler gibi hatırlarım seni.
Neden üzgün duruyorsun?
Henüz güneş batıdan doğmadı.
Saçlarına ak düşmedi.
Yalnızlık sırdaşın olmadı henüz.
Neden kederli gözlerinde kanlı gözyaşları hüküm sürüyor?
Ne kadar inkar etsende,
Bilirim, gözbebeklerin hep beni arar.
Yakup’un, yusufunu aradığı gibi.
Ne kadar inkar etsende,
Bilirim, dilinin altında mühürlüdür adım.
Neyleyim ben, sensiz doğan güneşi.
Sığdıramam ki cebime.
Alıp başucuna koyuvereyim.
Neyleyim ben, kan kırmızısı gülleri.
Güneş doğar doğmaz düştüm yollarına,
Benim suçum değil, kaderin parmağı değmiş sana.
Polisler, deli dolu koşturuyor, her yerde seni arıyor.
Bodrumunda kanlı bir ceset, çatında baykuşlar uçuşuyor .
Sakın durup, geriye bakma.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!