Ağır aksak adımlar kapatsın yaralarını yeryüzünün,
Titreyen ellerin ardına düşmesin umudun bekçiliği
Arda düşenler de görmesin kendine çekilen toprakları;
Susuz, aç, yangın görmüş kabuklu toprakları
Hava dolaşsın, kalsın kuraklık yarı aralı
Su dolsun artık n'olur, kurumuş gölgesiz yurtlara.
yazıdan öncesine kinim yok
bağırdım belki birkaç kere
özür sayıversin kil tabletler
yazıdan sonrasına da kinim yok
hiç de olmadı
Burnun veresiye ödenecek borçlar gibi akıyor,
Kahramansın sen de, tut hıçkırmanı bir süre
Zamansız, zamanı geldiği vakitlerde...
Sana peçete yapacağım ürettiğim bitkilerden;
Ağlaman daha da keyiflenecek
Hani dizersin ya peyderpey boncukları
Hani dolarsın ya;
Bir o taraftan bir bu taraftan misinaları
Balıklar gelir aklıma sonra deniz
Ve denizin içinde boğulan biz…
Su kurtulurken tutumsuz renklerden,
Parlak yüzeylerin kıvılcımı sönüyor.
Elimde kalmadı kalpli kağıtlar,
Sinekler yüzümün çeperine dönüyor.
Karşımdaydın, karşındakine karışışın;
Yanyana koştuğum raylar sızlıyor gün aşırı,
kıskançlık son günlerime 'rast gele' çekiyor,
üçüncü yolu ömrümden oluşturdum
yuğ törenleri mevkisini şaşırdı.
bir öldüm, iki öldüm
üçüncüsü de aşırı!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!