Maviye tutkun filikalar
Henüz okunamayan sayfaların arasında,
Köpük köpük karışan harfler
Yansıması kabaran ayrımlarda...
Çıkarıp atmalı ayrımcılığı,
(Miletos’un, Ephesos’tan rivayetidir.)
Yeşilsiz toprağa bakıyor yüzümüz
Yeşilin gölgesinde,
İkimiz de susuz
Gemilerim karada, teknelerim yasta
Benim denizimi dolduracak,
Körfezimi kapatacak,
Elimi üzerinde kaydıracak,
Nehirlerim yok...
Önce var edip
Bulduklarını,
kapımın önüne getiriyor;
çeri, çöpü, beyazı, kırı,
yarım kalan haşarılıkları…
esen tepelerin
Damarları acıyan bir yaprakta,
Süzülüp gelen bir sudur,
Şifresini çözen yeşilliğin.
Haysiyet de vardır larvalarda...
Kurbağacıklardı beni seyreden,
99'un yazı gibiydi yüzün,
soğuk ve sıcak...
derinlerden uzanan
Buhar buhar yarılıyordu göklerin yüzü,
ismi koyulamamış çakal yavrusu içiyordu
ara sokaklardan kaçan bir nefesi.
Kalan son matbaalardan geçiyordu haberin
ve son baskısı yapılıyordu tek kalan gazetelerin.
-1-
Yalnız, yıldızlar gördü,
liseli savrukluğumuzu;
rüzgarı etekler getirdi,
ömürde bir kereliğine.
Üşüdüğünde tutardım... Birincisinin elini,
görmedim hiç ikinciyi...
Üçüncüsü İzmirli'ydi, onu gönlüm sevmedi.
Dördüncü hayal meyal bir şeydi...
Kat kat umutlar biriktirdim sana
küçük ölümlü uykulardan uyandım...
Türkçesi temiz doğu çocukları gibi
uzun yolculuklardan geldim sana...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!