Adımlarım gömülüyor yeryüzünde
Kaymak gibi bir kar sürülmüş
Dilimleyip kesmek geliyor içimden.
Kar yağıyor, çocuklar sabırsız...
Nerdeyse uçacaktı
nerdeyse ben de unuttum
kılcal güvenlerden daha kesin,
kılcal keskinlik kadar görünmez
upuzun, ipince
ucu kaçırılmış fikrimce,
İki yılda bir görüşmüştük,
iki baharda kırağı kaplamıştı tenimizi...
Komşumuz patlıcanları da kırağı çaldı,
iki zeytinden biri
daha fazla dayanamadı...
'Bu şiirin ayağı üçüncü basamakta takıldı
ve düştü, gerçeklerin içinde. '
Rütbesi sökülen komutan selam veriyor,
basamakta yazıyorum;
sonuna geldiğim satırları.
Eski konaklardan kalma bir çeşme başıyım,
Yol çizgilerinde bekliyorum Hüseyin'i...
Hayli zaman oluyor kervanlar geçmeyeli,
Üzgün çiçekler büyütüyorum gidişlerde...
1 – Durağan
Yosunlu gözlerimle izliyorum yakarışları
Duvarlarımda sızılar yankılanıyor
Bir de incecik sızışlar…
Oyukları kapatmaya ellerim yetmiyor.
Guernicam
Atıl acıların kenti
Şirinlik sendendi
Acı da senden
Senin hayalin,
Bıraksaydın giderken,
İki parça mozaiği,
İki parça gözü...
Görecektim duvardaki
İsa’nın gülüşünü
Ürkeksin hâlâ,
Annenin kolunda pazara geldiğin günler gibi.
Kirpiklerin yasaklardı bakışını,
Yan bakamazdın, saçların görürdü
Göz bebeklerinin şaşkınlığını
Bir de ben...
İki vücut arasında kolaçan bir çizgidir
Saniyeleri durduran
Dakikalar saliselere atlarken
Ağlar bir çocuk yorgan altında
Kabuktu biliyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!