kara gölgeler gibi ağrı düşmüş peşime
yeni bir gün arıyorum hayalime düşüme
ateşler içindeyim üşümekte yüreğim
yeter ah mutsuzluk beni derde düşürme
saklasaydık gezdiğim denizin kıyısına
Başımı kaldırıp kaldırımlardan
bir baştan sonuma baktım
ışıl ışıl sapsarı sereserpe begonya
baştan ayağıma yayılan
durgun suya darılan kıpkırmızı manolya
kiminin gönlüne değer yakar gözleri
kimi sırtına giyer sarar sözleri
sıladan süzülür ezilir gider
kimsesiz kimseye yoldaşlık eder
türkü bu yanar yakılır gider
hele siz düştüğüm asıra bakın
dağ ovayı çay ummanı kaçırdım
göz yummayın siz kusura bakın
selamı sabahı gülü kaçırdım
kağnıyı beklerken trenler geçti
(Gözle görünmeyen bir canlı
dünyayı istila eder)
-maskesiz çıkanı vururum!
-sen de kim oluyorsun be!
kılcal damarları köprüdür
hayatla bizim ölüm arası
gideceğimiz yerden gelmekte
neler getirir neler al yeşil turuncu
renkler
Başka olsaydım ne bileyim daha başka
Kaybolurdum deryalarda boğularak
bir fiske hava gücüyle uçarak,
Oysa şimdi ışığa, karanlığa çarpıyorum
duyuyorum, görüyorum
Nazlı bulutlar gibi essin ocağım
Al bayrağım darılmasın üzülmesin
Nice cevher gizli sensin ocağım
Hakla ol yadel içre süzülmesin
Bu ocak ayıdır kışın tacıdır
Ellerim acıyor başım yüreğim,
Ne kadar uzakta kaldı kıyılar
Dalga gibi dövüyor düşüncelerim
Üstüme çöktü karanlığı acılar
Gözlerim damla damla çağlarken
Mevsimler o zaman tam da kışdı
bizim memlekette
Ayağımın bir çift arabası vardı
İkisi de kışlık gibiydi öyle
Saatte 7 km hızla giderdim şehirden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!