Kuşlar yuvasız kaldı ağaç bulmadı
Kurtlara dağıtacak makam kalmadı
Kartelin karnı doydu gözü doymadı
Tükendi, kötüden başka yerli kalmadı
Ramazan gönlümüze dolacak bu yaz
Ebedi sefalardan alacağız yine biraz
Çağıracak beş defa hayrı, merhameti ezan
Bir gece gençken uyumaktayım,
Zamanın içinde durup dururken,
Arada kalan yıllarım, gençliğim alınacak,
Birden yaşlanacağım.
Uyandım daha güneş doğmadan,
Bir gül aradım gözler değmemiş,
Siyah saçlarını henüz örmemiş,
Görünce fincan da gülen gözlerin
O anda kalbime adını yazdım
Karakaşlarına sürme çekmemiş,
Gönül kuşumuz yine kanatlandı uçuyor
Ruhlar bomboş, anadan atadan kopuyor
Kaçanlar şu köprüden, tüp geçitten kaçıyor bakın hele bu yol acep ne tarafa koşuyor
Çok yalnız kaldık bu yollarda tükeneceğiz
Bir sor, ara hele halin nasıl nicedir
Malın mülkün yok, bu nasıl bilmecedir
Açma, gündüzün yorganı kara gecedir
Girme, öfkeyle gönül evine o çok incedir
Eskiden köy odası vardı
Kitap başköşede oturur
Tarih onunla konuşurdu.
Gözleri gaz lambasıydı
Güneş gibiydi kafamızı açardı
Akşamdan bekledim yarın akşamı
Damla damla biriktirdim bütün tasamı
Bitiriyor akşam ezanında açılan çiçek
Kalbimi ısıtıyor işte bu gerçek
Zaman koluna takmış güneşi ayı
İki sütunlu bir saray, kurulur
Bülbül uçar güllerine kavuşur
Bin bir renk, deniz dalgaları gibi dans eder
duvarlarında,
Işıklar damla damla oynaşır semalarında,
Bir adam geldi dün akşam adı bereket
konuştuk havadan sudan, memleket
Köyü, ince dereyi, böyük düzü, yaylaları andık
temiz soğuk suyu, bembeyaz karı hatırladık
Arada geçer mi öyle al yeşil bezenmiş yaylalar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!