Geçen zaman eskitmiyor senli hiçbir anımı
Her gün dökülen gözyaşlarım tazeliyor acımı
Aklıma düştükçe hasretin sızlatıyor sol yanımı
İsyanım boşuna, biçareyim yokluğuna...
Yar bu canı, gönlünü doyurup geçecek han mı zanneder
Bir sonbahar akşamı geleceğim sana
Elimde o çok sevdiğin kır papatyaları
Nasıl buldun diye sormayacaksın biliyorum
Elimden al ona da razıyım
Bir sonbahar akşamı geleceğim sana
Her gün yine bir gün derken
Her güne yeni bir gün dedirten
Yeni günlerimi süsleyen
Sen..
Söyle bana en içten
Çok zaman geçti
Çokluklara boğuldum..
Yoktun hiçbirinde
Yokluklarla yo(ğ) ruldum...
Acaba daha mı çok sevseydim seni diye sordum içime
O zaman da gök çatlar
Şehir gözyaşlarıma boğulurdu
Ve gidişin tüm insanlığa mal olurdu..
Kimseye sevecek mecal bırakmamış olurdum
Ve bir şehir gömülüyor
Gözyaşlarımda
Ben yokluğuna esir
Nerdesin…
Oysa ki ne günahım vardı ki benim
yalnızlık dokunuyor bana
sindirmiyor içim sustuklarımı
sabrım, felaketim olmakla
muradım olmak arasında
ince bir çizgideyim
yokluğun uçurumlara itiyor beni
benden sana yol çok da
senden bana hep mi çıkmaz
ben hayalinde kaybolurken
hiç mi adım diline takılmaz
neyin cezası bu anlamadım ki
senden gelen herşeye razıyım ama
hiçbir harfi sensiz bir cümlede ziyan etmedim
adının geçmediği hiçbir söz için nefes tüketmedim
sustum üzerime ölü toprağı serilmişcesine..
azaldığını sandıkça arttın sen içimde
zamanla alışmak yerine daha da işledin benliğime
Bir dolunay gecesinde anlam yüklerken
Ayın şaşkın bir yüze benzeyişini
Hala kabullenmiş değilim
Sensiz geçen herhangi bir günü..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!