İnceden inceye tükenmişti bütün umutlar, tek yolun ölüm olduğunu gösteriyordu bütün saatler,
Karga yuvalarına vakitsiz gelen bir yılanı andırıyordu bütün kandırmacalar,
Hakikat çok uzak değildi fakat yakın da sayılmazdı, sadece susarak ulaşılabiliyordu ona,
Şiirin tatı tuzuydu gelip te hiç gitmeyen acılar,
harmoniyle buluşmuştu kulakları çıntan iftiralar,
Zaman mı yanılıyordu yok ise yanılan sadece çırılçıplak bir gerçeklik mi ?
Hangi yol yanıltmadı ki yanıltılan, hayal kırıklığına uğrayan, utanan ve yıkılan kişiyi,
Uzun bir gecenin getirmiş olduğu uykusuzluğu karanlıkla buluşturan, uzun bir gündüzü aydınlıkla parıldatanı unutmuş muydu insanlık!
Karınca yuvalarını istila edenler kızgın yağlarıyla cehenneme bir selam göndermiş miydi ?
Yokluğun prangasının vermiş olduğu acıyla içi yanan da kimdi ?
Keskin hançerini yanından hiç eksik etmeyen de kimdi?
Kim öldü?
Ya da kim öldürüldü?
Ölüm en çok kime yakışıyor diye düşünen de kimdi ?
Yaşamayı en çok kim istedi diye şeytanın kulağına fısıldayan da kim olabilirdi ki ?
Bu yolun uzun olduğu yalanını da kim söyledi,
Belki de sadece bir yolcudur bunları söyleyen...
Sadece gerçekliği ruhuna işleyen bir yolcu,
Ya da yolda olduğunun farkında olmayan bir yolcu,
Yolcu sadece yolcu....
Ömer Faruk Gümüştekin
Kayıt Tarihi : 4.1.2025 15:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!