Sus pus dilim,
Canhıraş bir acının mahzeninde.
Dudaklarımı sıka sıka saklıyorum seni;
Her hecesi yangın, her sessizlik bir suç gibi.
Yokluğun,
Hazin yalnızlığı kanatırken yüreğimi,
Henüz yüzü açılmamış umutlar
Atlıyor göz göre göre ateşe.
Kirpik uçlarından acı akan
Bir kadının (adamın) son haykırışı gibi
Çaresiz her bir hecem…
Harf harf dökülen kelimelerime inat —
Lebsizim.
Kimseler duymasın diye
İçimden içime bağırıyorum.
Sesim duvarlara çarpıp parçalanıyor;
Odamdaki yatak, yastık ve battaniye çaresiz.
Oysa "çare" kelimesiyle
Yeni yeni tanışıyordum ben.
Fitili alev almış saatli bir bombayım;
Nerede, ne zaman patlayacağım belirsiz.
Bu belirsizlik, bu hiçlik, bu yalnızlık hissi…
Yüreğimin saçaklarından sarkan buzları
Temizleyemiyorum.
Yüzüm aynaya küs,
Yüzümü bedenimden söküp atıyor ellerim.
İstemsiz gel-git saatlerindeyim.
Kanamalı bir hasret,
Ağır yaralı bir aşk...
"Öl!" diye yumrukladığım kalbimin bu son tangosu.
İçimdeki küçük kız
Nefes almak istiyor.
Maskeler her yerde;
Sağım yalan, solum yalan.
"Yakandın, ne ara yalan oldun?" diyemiyorum.
Ve şimdi susuyorum,
Çünkü kelimeler de benden yana değil artık.
14.05.2025 10:49
Kayıt Tarihi : 14.5.2025 10:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)