Bak büküldü selvi boyum,
Bir acaip oldu huyum,
Dün doğana bugün toyum!
Bir acaip çark-ı devran?
Anlaşılan her şey yalan.
Bir felâket şelâlesi,
Bir çığlıklar yumağı,
Daha dinmemişken anaların gözyaşları!
Haksız yere, sinsiliğin şımarıklığıyla,
Kan fışkırıyor Lübnan topraklarında...
Gözümde tütersin yoktur haberin!
Kendine yetiyor kendi kederin.
İsterdim benimle olsun kaderin,
Ayrı ayrı yerde sürünüyoruz.
Sıradağlar gelip girdi araya,
Kar yağıyor!
Kar'ı seyretmeye bayılıyorum.
Temiz, mis gibi havaları seviyorum.
Sanki; lapa lapa yağarsa âşık olacakmışım gibi ! ?
Amaaaniiinnn! ! !
O da ne?
Sana sevdalıyım Doğançayırlım!
Sen anlayabildin beni.
Sözleştik önce.
Saniye gibi dakiktin.
Sen yarama dermansın Doğançayırlım...
Korkma gerçekleri anlat.!
Ey güzel ateşle beni,
Bir merhaba demen yetmez.
Gerçekte beklerim seni,
Rüyalara girmen yetmez.
Bütün gecem duman oldu,
Sensizliği kitaplar yazarak doldurdum.
Sürpriz saatlerde uyandım düşlerimden,
Hasreti çimlendirirken içimde...
Bitip tükendiğimi sandığım bir an;
Dileklerimi azalttım,
Ey kara gözlerin şafağı!
Söktün mü sen?
Nasıl muhatap kalırsın ağıtlara?
Daha hiç gülmeyi öğrenmeden! ! ! ...
Umutlar asılı kalmış boşlukta!
Yağsın nesi varsa gözlerimin,
Goncalaşsın gülmelerim.
Belirsiz bir durgunluk benimki,
Ne olup bitiyor bilmeliyim! ?
Yanağında gül pembesi,
Naaapiiim kardeşim, ben hep böyleyim.
Hep özlüyorum,
Özlem içindeyim...
Uzaktakini, gurbettekini,
Yanımdakini, kolumdakini,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!