Yılmaz Tizgöl Şiirleri - Şair Yılmaz Tizgöl

Yılmaz Tizgöl

Ayna

Aynaya bir bakmalı önce insan
Şöyle bakmalı sıfatına
Bakmalı yüzüne
Gözlerini kaçırmadan

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

BAL DUDAKLARIN
Yatak dediğin böyle olmalı işte. Gece kadar karanlık, kuyu kadar serin.


Mezar kadar sessiz.
Ağır bir yorgan ört üstüme, sensiz.

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Bakarsan devranın şu gidişine
Usulca dönerken bir iz bırakır
Hatıra bırakmam diye gidenler
Göz yaşı dökecek bir göz bırakır

Her kayan yıldızı kaybolur sanma

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Yuvasız bir kuş ile kuşsuz bir yuvanın hikayesi bu!
Suzuz bir saksı, kurumuş bir çiçek.
Yaralı bir böceğin hikayesi.

Nasıl anlatsam? bilmem ki.
Kelimelere sığmaz hecelerin

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Ben yeni öğrendim.
Hayatın böyle bir şey olduğunu.
Hani yaşıyormuyum yoksa ölümüyüm?
Farkı yok, güneş doğmuş mu, batmış mı?
İçim dışımda, berbat bir şey bu.
Hiç kimse, hiç bir şey, dermanı yok bu ıssızlığın.

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

BIR AŞK MASALI

Bir kadeh şarapla başlamıştı...

Başımın dönmesi.

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Kara trenle başladı bu hikaye ...
Aydınlığa, insanca yaşamaya, umut taşırdı katar katar.
Kimi İstanbula, kimi Ankaraya, kimi Almanyaya
Ne hayaller taşırdı.
Adına ne çok türküler yakıldı ...
İs kokar, tütün kokar, özlem kokardı , koridorlar,

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Biz kimiz
Öyle hor görüpte bakma tepeden
Dede korkut dedem , kaşkarlı biziz.
Çanakkale ile kocatepeden.
Tarihi yazıpta göçüp gideriz.

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Soğumaz mı yüreğindeki ateş?
Köprünün altından çok sular aktı.
Ay dünyaya kul, dünya güneşe eş.
Koskoca romayı bir deli yaktı.
Belki de oturdu seyrine
baktı.

Devamını Oku
Yılmaz Tizgöl

Üç gümüşten tüy düştü,
göğsünden güvercinin
Açılmış yarada, kuzgunun, kanlı pençesi.
Kalbi çarpıyordu henüz, küçük bir saat gibi.
Ölüm çöktü simsiyah,
yoktu bahanesi .

Devamını Oku