İnsanların kötülükleri boşuna değilmiş.
Çiğ süt emmişler çünkü.
Ne zaman emmişler?
Bebekken.
Peki sonra ne olmuş?
İnek sütü,
Bir deyim vardı vaktiyle sıkça kullanılan,
“Tasam-tusam arasında yeşil sarık sarınmak” diyen
Ve önce büyük sorunlara çözüm bulmak gerekirken
Kafayı küçük şeylere takmak gibi bir anlam taşıyan…
Dünyamızda da böyle bir hal yaşanıyor son yıllarda.
Siyasetçiler bir yandan doğal dengeleri bozan
Dinlemezler büyüklerini çoğu kez
Ne ana-babalarına
Ne öğretmenlerine kulak asarlar
Hem onları üzerler bu yüzden
Hem kendilerine zarar verirler
Yaramaz çocuklardır bunlar
Örttünüz kadınlarınızı tepeden tırnağa
Çullara çaputlara sarıp sarmaladınız
İnancınız yetti de bunu başarmaya
Yolsuzluklardan kaçınmayı başaramadınız
Çok mu ihtiyacınız vardı çalıp çırpmaya
Aç mıydınız açık mıydınız
Çakıp geçmiş şimşekler gibi
Kimi ilk göz göze gelişlerimizde
İlk söz alış verişlerimizde kimi
Tez sönmüş ışıkları ömrümüzün
Isıtmadan doyasıya aydınlatmadan içimizi
Nerdeyse kendimi bildim bileli
Baktım bu âlemde herkes bir hava
Kimse anlamıyor kimsecikleri
Bütün söylenenler gidiyor boşa
Ortaokul öğrencisi yeğenim
24 Kasım Öğretmenler Günü için
Benden bir şiir istedi geçenlerde,
Yazdıklarımdan birini verdim,
O da götürüp öğretmenine vermiş,
Ertesi gün o öğretmenden bir mesaj aldım,
Dünler geçip gitti diye yas tutma,
Bugünler de geçmiş olacak yarın,
Omuzuna konan kuşu ürkütme,
O da elden uçmuş olacak yarın.
Kalbin altüst oldu, aşkın mı göçtü?
Ve sonra uzanacağız mezarlarımızdan
Dal dal
Hayata gözlerimizi yeniden açacağız
Çiçek çiçek
Ve bir de bakacağız
Ne kavgalarımız kalmış ortalıkta
İnanç derler de
Başka şey demezler,
Hele o inanç
Kalabalıkların da inancıysa
Öylesine kaptırırlar ki kendilerini,
Dünyanın tepsi misali düz olduğuna
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....