Sevda bir mevsimdir gelir de geçer
Güneşte kar gibi erir de geçer
Bahar mıdır kış mı anlayamazsın
Kaç türlü işaret verir de geçer
Bütün şarkıların sustuğu yerde
Ben senin sesini duymak isterim,
Ay aydınlığının estiği yerde
Sevda gecesini duymak isterim.
Rüzgârda saçların dalgalanırken,
Gül eker kuru ot biçersin bazı,
Niyetin akordu kısmete uymaz,
Nasıl çalarsan çal eldeki sazı,
Kader kararından zerrece caymaz.
Gündüzleri bu güneş
Bu yıldızlar geceleri
Işıl ışıldır evrenimizde
İlk çağdan beri
Birilerinin iddia ettiklerine göre,
Atatürk ve İnönü devirlerinde
Camiler kapatılıp ahır yapılmış.
Yalan bu,
Hem de kuyruklu yalan.
Ben seksen yaşındayım,
Güz gelende bir rüzgâr esince kıyılarda
Çekilince suları o yaz denizlerinin
Kumlarda kalan izler söylenir şarkılarda
İşler inceden ince sızısı bir yerlerin
İnsan bir akşamüstü ufuklara dalar da
Her zamandan çok duyar çağrısını enginin
Dökülmüş yapraklar gibi yılların
Bir rüzgârla gelip bazen durduğu
Artık her tarafı tenha yolların
Çoktan gitmiş yolcuları sorduğu
Kimse iyi saymıyor kimseyi
Bir iyilik mi ettiniz birine
Mutlaka art niyetlisinizdir
Ama vardır bunun da beteri
Kişi bir kötülük mü işledi
Uyan ey cahil horoz
Öyle ortalıkta ötme
Tanı dünyayı biraz
Varsın uyusunlar bırak
Bu gidişle insanlık güya ilerleyecek,
Yıl 3009 olsa sanki ne değişecek?
Safdil kalabalıklar ilerliyoruz diye
Teknik oyuncaklarla avunup eğlenecek.
yeni şiirlerinizi görmek istiyruz.....