Yıldırım Yıldıran Şiirleri - Şair Yıldır ...

Yıldırım Yıldıran

Onuncu ve sonuncu köydeyim bugün.
Dokuzunda da yer bulamadım.
İtildim kovuldum, yandım kavruldum.
Sonra da bu köye muhtar, ihtiyar meclisi oldum.
Bu köyün bekçisi, delisi, bıçkın delikanlısı oldum.

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Bir şehre uyum sağlamak ne kadar zordur dersiniz? Hepimiz belli bir dönemde kısa veya uzun süreli olarak, okumak,çalışmak,tedavi vb. için yeni yaşamların peşinde köyümüzden,kasabamızdan çıkıp şehirlere geldik. Bizi önce ne karşılar bir şehre girişte? Geceyse yol boyunca inci bir kolye gibi sıralanmış yol ışıkları ve yüz binlerce ateş böceği misali ev ışıkları karşılar bizi ve içimizde hem bir şaşkınlık hem bir ürperme hem de bilinmezlikle dolu duygular çatışır. Sanki yıldız sanırsın bu ışıkları,ürperirsin,ürkersin,sorgularsın; ayakların geri gider beynin ileri.Gündüzse girişte şehrin ismi,nüfusu ve rakımı olur hep.O tabelayı görünce aklıma hep o siyah beyaz bir film olan 'gurbet kuşları' gelir.İstanbul'a göç eden aile tabelanın önünde durur ve tebeşirle nüfusa artı beş yazar.Filmin devamında ise uyum sağlama derdi,geçim kavgası derken ailenin başına bir çok kötü olaylar gelir ve filmin sonu acıklı bir sahne ile biter.
Son yıllarda bir çok insan işsizlik,terör,okumak vb. bir çok nedenden ötürü evini,köyünü,toprağını bırakıp büyük şehirlere göç etti.son otuz yılda ülkemiz nüfusunun neredeyse üçte biri yer değiştirdi ve büyük şehirlere geldi,ama geldi de ne oldu acaba? İstanbul'da yaşayıp denize hasret yığınlar,İzmir'de yaşayıp bir sinema,tiyatro bilmeyen çocuklarımız ve kadınlarımız varoşlarda kendilerine özgü bir yaşam biçimi kurdular.Buralar tabiidir ki bir çok kesimin de hedefleri oldu(terör,uyuşturucu,oy deposu vb) Varoşlarımız gün geçtikçe büyümekte,amaçsız ve umutsuz kitleler,istismara hazır gençlerimiz,şehrin kabul etmediği kendilerinin de şehir yaşamını kabul etmeyen/edemeyen ama çıktığı topraklarına da dönemeyen insanlarımız.Tam bir kısır döngüdür bu.Erkekler çok zaman kahvelerde,kadınlar evlerde,çocuklar sokaklarda ve sahipsiz.
Şehirlerin nüfus yoğunluğu artarken alt-üst yapı yetersizlikleri,çarpık kentleşme,dere yataklarında evler,selden boğulanlar,kaderine mi yoksa sahipsizliklerine mi yenik düştüler acaba? Oysa ki bir şehrin insanlara verebileceği daha nice güzellikler de vardır ama insanlarımız bunlara maalesef ulaşamamaktadır.
Şehirler canlıdır,geceleri çok zaman uyur,gündüzleri uyanır ve telaş başlar bir makine dişlisi gibi monoton bir yaşam sürer gider.Ne bir çıplak ayakla toprakta yürünür,ne çocuklar çimlere basar,doğa ve yeşile hasret bir yaşam sürer gider.Hızla büyüyen şehirler mahalle yaşamlarını da aldı götürdü bırakın mahalledekileri çoğumuz karşı komşumuzu bile tanımaz olduk.Yaşamlarımız iş,ev,alışveriş merkezi üçgeninde sürüp gitmekte.
Nereden başladık nerelere geldik dostlarım,bir şehir ışığından,tabelasından şehre bir girdik çıkamadık bir türlü.Artık tersine göç zamanı da geldi bence,bakın ilk kez et ithal ettik bu kurban bayramında üretim yok hep tüketim ve çılgınca bir tüketim,tabi medya da bu tüketimi körüklemekte.Peki nereye kadar böyle tüketmek,üretmeden tüketmek nereye kadar?
Beni sorarsanız ben köyü de kenti de yaşadım,küçük yerlerde de büyük şehirlerde de yaşadım hepsini sevdim veya sevemediğim yönleri de oldu,ama bunların hiç biri bu koca koca şehirlerin ışıltılı ve cazibeli acımasızlığını yok etmeyecektir.Bir daha düşünelim ve çözümler üretelim yönetenler,yönetilenler ve tüm toplum.

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

BEBEK

Hoş geldin bebek
Senin de alacak/verecek
Bir nefesin var bu dünyada
Aynada bir suretin

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Dost acı söyler dedik ama dostum,
Seninki de çok acı oldu ama,
Yahu az acılı olsa şu senin söylemler,
Veya alıştıra alıştıra söylesen,
Aynı kızı sevdik filan diye,
Veya hani şu senin eski aşkın vardı ya,

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Oğlum bir vapur olmalısın vapur umut dolu,
Adın Bandırma olmalı,
Bir yıl olmalısın 1919,
Adın Mayıs olmalı günlerden 19 olmalısın,
19 Mayıs 1919 olmalısın.

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Kordon’dayım
Birbeşlik bademciye
Birbeşlik gözlükçüye
Birbeşlik garsona
Birbeşlik kemancıya
“Duydum ki unutmuşsun

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Ayrılığa inat
Töreye krize inat
Teröre, karanlığa inat
Yaşamalıyız özgürce
Yaşamalıyız sınırsızca
Yaşadığımızı hissederek

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Bu bir veda havasıdır
Gönlüm kırık,kalbim yorgun
Nereye baksam
Sen diye doğar güneş
Sen diye kokar çiçekler
Sen gibi açar güller

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Yağmur da yağacak
Sıcak yakacak
Soğuk donduracak
Devir dönecek
Gün gelecek
Güneş açacak

Devamını Oku
Yıldırım Yıldıran

Her yaşam arkasında bir dram
Kırık dökük anılar
Hiç yaşanmamış yaşanası yaşamlar
Karşıyaka’daki dört çocuklu çekirdekçi kadın
Gece bindiğim taksinin şoförü
Dokuz yaşındaki çocuğuyla yalnız başına

Devamını Oku