Benim hüzünlü
Benim hoppa
Benim ciddi
Benim taze çiçek kokulu
Benim yıllanmış şarap gibi
Benim gözü yaşlı
Beri gelsin, beri gelsin
Biri bana beri gelsin
Geri gelsin geri gelsin
Biri bana geri gelsin
Biri beni sevsin
Atatürk’ümü düşündüm dün gece ve her gece,,
Neredesin, nasılsın?
Buzda mısın, sıcakta mısın?
Gelsen de görsen dedim şimdi,
Kurduğun ülkeni ve Cumhuriyetini,
Layık olduk mu sana,veya,
Derin rüyalarım var benim
Renkli hayâllerim
Kırmızı,pembe,mavi
İçi boş coşkularım var
Gelgeç heveslerim var her insan gibi
Sensizliklerim var beni eriten
Seviyorum bu şehri
Saat kulesini,Kordon boyunu
Gevreğini,kumrusunu
Denizini,imbatını
Kemeraltı’nın,Karşıyaka’nın telaşını
Demli bir çay sevdasında
Kader nedir diye sordu?
Bilgeye çırak
Kader dedi bilge
Karar vermektir
Yol ayrımlarında
Çokça da seçtiğin yoldan değil
Kader nedir dostlarım? Seçtiğimiz yollar mı, seçmediğimiz yollar mı,gittiklerimiz mi,gitmediklerimiz mi? Örneğin aracınızla giderken önünüze iki yol çıkar ve siz yolların nereye çıkacağını bilmezsiniz.Siz birini seçersiniz,iç güdüsel veya şans eseri bir yola girersiniz,seçtiğiniz o yol mu,yoksa seçmediğiniz mi kaderinizdir acaba?
Yaşam hep yol kavşaklarından oluşmaz mı sizce? Verilecek o kadar çok karar vardır ki ben bunlara karar noktaları diyorum,ver ve bedelini öde kısacası bu işte.Örneğin işimizi seçerken,(meşhur söz) eşimizi seçerken,aşık olurken,ayrılırken hep karar vermek durumundayız; ve bu kararlar bizi bazen öyle yorar ki kıpırdayamaz hale geliriz çok zaman.Seçtiğimiz bir çok yoldan geri dönüş ya olmaz ya da çok zordur, ancak bazı bedeller ödeyerek başa dönebiliriz,bu bedel bazen kaybedilen bir zaman, bazen para, bazen bir aşk, bazen bir iş olabilir.
Bir de başımıza gelen her iyi ya da kötü olayı kadere bağlamak vardır ki en kolay olanıdır bu.Tedbirimizi almazsak başımıza gelenleri kadere bağlamak ne kadar gerçekçidir sizce?
Yaptığımız yanlış ve düşüncesiz hareketler,tedbirsizlikler çokça kaderimizi kederimize dönüştürüyor.İçkili araba kullanmak,uykusuz yola çıkmak,düğünde havaya ateş etmek kader midir yoksa...? Kaderimize isyanımız da bazen bir kamyon arkası yazısı olur,bazen bir meyhane şarkısı; ama suçlu hep kaderdir, dikkat edin biz hep masumuzdur.
Yani şu yaşamda verdiğimiz kararlar tüm yaşantımızı olumlu veya olumsuz etkiliyor,verdiğimiz bir kararın mutlaka bir maliyeti ve ödememizi gerektiren bir bedeli vardır. Bence önemli olan; verdiğimiz kararlardan memnun değilsek ve dönmek güçse, en iyisi o yoldan en az zararla çıkmanın yolunu aramaktır.
Ve pişmanlıklarımızı geride bırakıp,geleceğe sarılmak kadere isyan değil kaderle yaşamak, sizce de bir çıkış yolu değil midir?
Ha böyle
Ha şöyle
Olacaksa yaşamım
Anlık olacaksa
Mutluluğum
Uzayacaksa kavgalarım
Hayat,mutluluk ve başarı sorgulanmaya değer bence.Sizce yaşam nedir? Mutluluk ne ile ölçülür? Kim başarılıdır? Her başarılı insan mutlu mudur? Her mutlu insan başarılı mıdır? Mutlu ve başarılı insan yaşama ne verir,yaşamdan neler alır?
Hayat akıp giden bir ırmak,bir süreç ama sonu var.Bazen dalgalı bir deniz,bazen süt liman ama kesin olan bu ırmağın hep aktığı ve eninde sonunda denize kavuşacağıdır.Geri akıtamayız onu,yavaşladığını sanırız bazen de hızlandığını.
Hayatlarımızı zehir eden takıntılarımız, kuruntularımız,beklentilerimiz ve pişmanlıklarımız.Hele ki beklentilerimiz yüksekse vay halimize.Bir kaç soruyla devam edelim; kim daha mutlu? Şu şen şakrak kahkahalar atan kadın mı,hep gülen şu adam mı,karnı doyan şu bebek mi,bir harf daha öğreten öğretmenimiz mi,bir can daha kurtaran doktorumuz mu,yoksa servetini saymakla ömrünü harcayan şu adam mı,gecelerde kendini tüketen kendini sanatçı sayanlar mı yoksa üreten gerçek sanatçılarımız mı?
Bize öğretilenler nedir peki? Oku,çalış,başarılı ol,iş güç sahibi ol,evlen vb. Mutlu musun peki soran yok onu sadece sen bilirsin dostum.Doğrudur paranın gücü ve cazibesi insani zafiyetlerimize ilaçtır ama mutlu da etmez çok zaman bizleri bilirsiniz.Tüm zenginlerimiz mutludur da akşama kadar soğukta çalışıp gece evine gelip sıcak bir çorba içenlerimiz mutsuz mudur peki?
Bilinen tarihten bu yana herkes bir mutluluk tarifi yaptı(ya da yaptığını sandı) ama formülü yok gerçekten onun,herkse özgü,herkes için farklı ve özgündür o.Mutluluğun nedenlerini bilemem ama bizi mutsuz eden o kadar çok neden var ki yeter ki aramayın dostlarım,örneğin takıntılarımız,kuruntularımız,öğrenilmiş çaresizliklerimiz,çevremiz,gelecek kaygılarımız,geçmiş pişmanlıklarımız vb. uzar gider bu liste yeter ki isteyelim mutsuz olmayı o kadar çok sebep buluruz ki.Kısacası geleceği beklerken,geçmişimizle cebelleşirken(uğraşırken) bu günümüz öldürüyoruz artık vazgeçelim bu gün katilliğinden.Bulunduğumuz zamanın tadını da çıkarmak belki kısa bir reçete olacaktır sanırım bizlere.Peki mutluluk nerede aranmalı? Öpülmemiş ve sevilmemiş çocuklarımızda mı,aşık olduğumuz ama söyleyemediğimiz bir kadın veya erkekte mi,hep saklanmış hiç giyilmemiş bir kıyafette mi,hiç yenmeyen bir yemekte mi,bir kuşun kanadında,balığın gözünde mi? Yoksa Kaf dağının arkasında mı mutluluk bir düşünün bakalım yoksa yanı başımızda mıdır o?
Bir gün,
Aşk,sevgi,saygı ile,
Huzur, mutluluk,keder ve,
Yalan,dürüstlük,coşku yolda karşılaştılar.
Aşk dedi ki beni tanımlamak zordur,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!