Şaraba tutsak gecelerin koynunda
sevişmek özgürlük için
bu kadeh senin için
bu kadehde
Tanya
en fazla bir pezevengin bıyık bükmesi
Kadınım siyah sevdam canımın içi
elleri pamuk dudakları bal şerbeti
gözlerinde güneş yüreğinde aşk ateşi
yalnız seninim al içine yak beni
kadınım siyah gülüm canımın içi
elleri pamuk dudakları çöl ateşi
Biliyorum yakında gideceksin
kuş gibi uçup avuçlarımdan
gitme biraz daha kal ben sana doyamadım
daha dün küçücüktün inmiyordun koynumdan
ne ara büyüdün de gideceksin yanımdan
yüreğimde serpilen gül goncası kızım
Ne zaman aklıma düşsen
kar yağar yüksekçe bir yerlere
beyaza bürünür orman
üşür kuş kanatları
yüreğim üşür
geyikler seker seker de başına
Sırtım güne döndüm
yüzümü ölüme
bütün hayatımı
yani bütün acıları
kağıda döktüm
gül susayıp küle yandım
Vakti geldi sevgilim vakti geldi canım
senden önce gitmeyi hep arzuladım
sen yaşamalısın dursun benim sol yanım
bir sen kalmalısın bir benle yaşamışlığın
sevdiğim elbiseni giy saçlarını sal rüzgara
Bu sene erken indi sonbahar
Ne çok yaprak sararıp döküldü
Ne güzel canlardı onlar
Hepsi birer birer önce toprağa uzanıp
Sonra göğe yükseldi
Ben hala buradayım
Saymadım dağımda kaç kar eridi
Göğsümde ağaran senin telindi
Geçti gitti yıllar senden habersiz
Kalbimde yıkılan senin evindi
Çok özledim senin güzel yüzünü
Dağları duman aldı gözlerimizi yaş
uzak durma sevgilim gel yanıma yaklaş
demedim mi sana giden memnun yerinden
ne evlat kaldı bak ne ana ne gardaş
yağmur yağar kar yağar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!