Yoksul bir türküyüm dilinde
yalnız bir güvercinim
pencerene gebe
adını yutkunamadığım
sesin duyanda çarpımtımsın
gözümde süzülen yaş
üzerine ihanetin kokusu sinmiş
gözlerin hep aşağılayacı
saçların bile rüzgara isyan etmiş
sinsi sinsi gülüşün
ey şalvarına tükürdüğüm
yinede öldüğünde
Yaralısın kanadın kırık
yaşlı bir çınarın dibinde
sen nefretler sen isyanlar içinde
kanıyorsun
ellerin hep göğsünde
ağlıyorsun
Canım yazmak istemiyor
zaten günde karanlık
kesin bir başkası var
bu kadar acıtmazdı yanlızlık
yo yo öyle demeyin
ben hissederim
unutmadım seni
unutturmadı ki
bu şarkılar bu şiirler
mavi gök yeşildağ
toprak ve güneş
yağmur desem ne desem
Her yanım zambak
her yanım menekşe
her yanım kekik
her yanım kır çiçeği
ne diye aklıma girdin
koynuma girsen olmazmıydı
Zannetme ki ben seni unutmak istedim
öyle bir gittin ki
sen kendini bende bitirdin
şimdi yeni sevdalara yelken açacak
ne deniz var bende
ne de yeni ihanetleri kaldırabilecek yürek
seninle geçsin kalan ömrüm
evlen benimle
siyah gülüm
ben sensiz edemem
gayri ayrı duramam
bu canı taşıyamam
Sabahı şerifleriniz hayrolsun
efendim rengi ruhsarınız solmuş
afiyettesiniz inşallah
gece düşümde gördüm sizi
pek zavallı pek bedbahttınız
o nur görmüş cemalinizden eser yoktu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!