ey ses, ey yalnızlık,sen yorgun ayna
gülmek kurtarmıyor beni işte kırıl
dağılsın adım o uzun sonsuz sulara...
yazdığım yazgılar da bitecek bir gün
ey dağlar ırmakların geçilmezliği yenilginler
bir öğleden sonrasın
eski bir gökyüzünün ardında
anımsanmayan düşlenmeyen
bir bin yıl geçmiş gibi dağlardan
bir öğleden sonrasın
eski bir gökyüzünün ardında
-1-
bir çocuk ağlamasıdır yüreğim
hep çocuk ağlamasıdır benim
binlerce çocuk ağlamasır evlerde..
Baktım susuyordu her şey ve cumartesiler
Susuyordu denizler, dağlar, şiirler, sokaklar
Bir akşamın ucunda adamlar susuyordu
Çocuklar susuyordu korkarak karanlıktan
Baktım ellerim susuyordu yazmıyordu
Sözcükler çekingendi, yılgındı, korkaktı
uzak bir deniz gözlerini çiziyorum
şu bizanstan kalma surların ortasında
güzelliğini durmadan martılarla seviyorum...
Acı bu işte hiç belli olmaz
En mutlu olduğun bir anda
Çıkar gelir ansızın
Yara açmadan gitmez, yüreğinde
Öğlen ya da bir öğleden sonra
Düşer kalırsın hiç anlamadan
Bu gün çok üzgünüm
Tüm çocuklar üzgündür dünyada
Acılar denizinde yüzüyor yüreğim
Usum hep Berkay’ın gözlerinde…
Yavuz ERGÜN
Üşünür örneğin bir resme bakınca
Duvarda ya da başka bir yerde
Üşünür bir kapı açılınca
Ya da duvarların ötesinde bir şey
Üşünür anımsanınca...
Durma seni çoğalıyorum durma kendini anımsat
Ellerini uzat denizlerim büyüsün durma
Bir yerde bir şey gibisin yeniliyorum eskiyorum
Uzak gemiciler geçip gidiyor kıyılarımdan
Durma seni çoğalıyorum ellerini uzat durma...
ben yenik güçsüz aynalarda biri
alıp götürdüler uzak ikindilerle
hangi sokakta şimdi bilmiyorum ellerimi...
böler durmadan yalnızlığımı aklığımı
bir kent bu uzayan sularımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!