Yüzündeki acıyı gördünüz mü hiç
Sessiz çığlığını bir çocuğun bir kuytuda
Bir kentin tükenip gidişini, mavinin
Gökdelenlerle yeşilinin, gökyüzünün
Bir çiçeğin ölüşünü azın, azın
Bir Sonyaz’ın umarsız bir saksıda…
Değişti işte sevgilim
Bu gökyüzü dün böyle değildi
Ellerimin ağrısı bile
Dün böyle değildi işte
Sonyaz geçti, haziranlar, kuşlar
Değişti işte sevgilim
az değiştim şimdi yani ay döndü yüzünü
dalgınlığım geçti bak kıyına varıyorum
yani karanlıkta güzel usumun ikindisi
çarşılar, pazarlar, sokak kapıları, aynalar
ama kadınlığın işte benim gözümdeki...
bu kuşlarda nereden çıktı ansızın
tam çizgilerimin üstünde
tam laciverdimin üstünde
düşündüklerimin üstünde
tam denizin üstünde
şaşırdı sözcükler yerlerini...
Tut ki öyle söyledim
Tut ki seni öyle çok
Öyle çok işte öyle çok dedim
Sakın darılma sakın çekip gitme yıkılırım
Elimde değil yapamıyorum
Ne olur anla beni
sen gitme artık gitme
gitme beni ortalarda bırakıp
bu güzel gün bitebilir gözlerin varken
ama yarınlar var işte onları düşün
yarınlardaki yalnızlığımı düşün
ölebilirim belki de ansızın
boşuna bu gökyüzü bu yıldızlar
boşuna bu kuşların ötüşleri
bu çiçekler kırmızı,mavi,pembe,sarı
sevmedikten sonra insanlar
sevmedikten sonra ötekini
neye yarar bu dünya
en çok böyle gecelerde düşünüyorum seni
acı bir türküyle geliyor yalnızlık
içim içimi yiyor gel diyorum
en çok böyle gecelerde işte
uzaklaşıyorsun biliyorum...
BİR GÜN DAHA
Bak bir gün daha geçip gitti işte
Gitme kal,bitmesin sevdamız içimizde
Esen yeller denizin türküsünü söylesin
Ağustos böcekleri gecenin türküsünü
Hep oralardaydık eski günlerde çocuklarda
Yalınayaktık ekili tarlalardaydık
Gün sonlarında evlerde uykularda
Serin odalarda mutlu düşlerdeydik
Hep oralarda çocuk günlerde oyunlarda
Kırlarda, bahçelerdeydik ilkyazlarda...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!