Bir umutsuzluktu o gün ikimizinki de...
Sen dününe ağlıyor, bense kaçışıma bir yataklık arıyordum konukluğunda...Kalbimin kaçışına...
Kalbimi rehnemediğim bir anlamın ihanetini taşıyordum içimde. Sense yollarına döşediğin taşların, bir bir ayaklarından kaydığı günlerin tam ortasındaydın...
Umutsuzluğunu örttüğün toprağın, içinin yağmuruyla dağılıp akarak gitmekteydi o gün.
Çabana çağrın kutsaldı benim için şüphesiz. Ama çabanı okumayı başaramadım. Çabana beklentisiz bir katkı sunamadım...
Adının tek kişilik olmadığı mekanlardaydın halbuki...
Şimdi bu girdapta, tekrar tekrar boğuluşumla başbaşayım. Cellatlar oratasında kalakaldım, konukluğuna sığınmak isterken. Bir ses yetebilirdi kurtuluşuma...Uzanan bir el...Ama olmadı...
Ama senin adın tek kişilik değildi buralarda.
Ve sen, kurtuluşun uğruna, çıkıp gidecektin içimin kapılarını çarparak...Çekip gidecektin, kurtuluş kapılarını kitleyerek...
Bense, içime saldığın umursamazlığının günden güne ağırlaşan tecrite uğrayış duygusuyla başbaşayım...
Yataklığına gönüllü soyunduğum gönlümde.
Sevda ikliminde soluklanmak ve durulmak adına...
Kayıt Tarihi : 31.5.2007 20:58:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



selamlarımla..
TÜM YORUMLAR (1)