Sen ki bir sancılı başımsın,
Kurak geçmişime,yağmurlu bakışımsın benim.
Yürek çemberine nakışımsın,
Gelecek arazisine umutlar saçışımsın benim.
Arzu etme gitmeyi,
Sen bu girdaptan tek kaçışımsın benim.
Bugün sessizce, sensizlik kıyısından,
Bir olta attım denize, rastgele,.
Bugün sensizlik kıyısında,
Bir olta attım tüm gerçeklere.
Umut çektim, hayal çektim,
Bir iç savaştır, bir direniş,
Ve bir baş kaldırıştır,
Sulh olmayan devlete barıştır seni sevmek.
Hüzün, sevinç, ve hasrettir,
çekilesi en güzel derttir,
Ben hep çektiğimle kaldım..
Sabaha kadar bomboş,
“Bir şey yok”ile dikilmiş dudaklarımda,
Susup pusup dönerken deliye.
Ben hep çektiğimle kaldım,
Sineye..
Hani daha,
Beslenme çantası boynumdayken gittiğim okulda,
Hocanın tahtaya yazdığı,
Benimde cevabını bildiğim soru gibisin sevdiğim.
Can atıyorum seni çözmek için,
Can atıyorum bildiğimi herkese göstermek için,
Hani gider ya en sevdiğin,
Ellerini bırakıp,
Sende bir şey diyemezsin,
Susarsın ardından bakıp bakıp,
Gözlerini son kez, gözlerine çalıp,
Birkaç iyi dilek tutarsın,
Olsa ya hani,
İçten içe..
İyice kanayan insanlık yaramıza,
Merhamet bassak da dinse.
Olsa ya hani,
Birden gelip kapımıza dayansa barış.
Umuttur toprak,
Huduttur,
Yurttur,
Vaad edilen sulhtur toprak.
Ekmektir toprak,
Ben Bazen kuru bir peçete olurum,
Otogarda, göz yaşınla ıslanan.
Bazense küçücük bir çocuk,
yaramazken,dövüldükçe uslanan.
Cana vali toprağı, işleyen çifti olurum ben,
Hasadı yağlı olmadıkça hırslanan.
Haberim yok kılınmış namazım,
Yüreğinde,
Sağanak altında,
Atılmış toprağa tüm benliğim,
Bir günde,
Ekim ayında.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!