Nihayeti ebedi bir arayış,
Bulmadan öncesi seni..
İster yağmur ol ister kar,
Yağ, yağda toprağıma karış.
Günlük güneşlik sabahlara uyanıyorduk, mevsim Ocak, günlerden salıydı..
O gün örttü kar, tüm mazinin üstünü. O kadar naif dokunuşu vardı ki, yetim bir çocuğun başını okşar gibi,
Yağdı insanların üstüne..
Hatıraları kaldırım taşlarının üstünden süpürdü.
Ben temmuzda üşürdüm,
O gün, ocağın salısı;
Hep başa dönüyorum,
Ve hem ayrıca hep boşa.
Diyorum bırak kalemi,
Döndürüver kalbini taşa.
Olmuyor..
Uyanır sabah geceden kalma,
Hatırına evvelden anılar çalar, dedikçe çalma.
Ölmeyi öğrenmeye çalışır yaşamayı asla,
Tanıştırayım onun adı faniye.
Oturur gece köşede, itten beter kılık,
Yağmur yağdıkça ıslanıyor,
Şu koca Konya'nın sokakları.
Ve içinde bir hasret, hırslanıyor,
Düşüp gözden,yol ediyor şakakları.
Sebebi sensin, der gibi bakan,
Hakettiysem kötü kelamı, alınmam,
Beyazsam siyaha, siyahsam beyaza karılmam,
Siz bozarsanız bozun kenidinizi,
Şayet ben denize düşsem de yılana sarılmam.
Doğru olan güçsüzse, güçlüyü seçmem,
ana susmak yakıştı efendim,
Herkes zırıl-zırıl konuşurken.
Ben kaleme dahi içimi dökemedim.
Kulakları ısıtır sanardım,
Sözlerimin, cümlelerimin ılıklığı.
Ben bir şair olsam seni yazardım.
Kalemde tomurcuk açardı,
Ben parmaklarımla tutardım,
Kaçırtmayayım diye.
Sen düşerdi kağıda,
Denize yakamoz düşer gibi.
Otursaydık seninle,
Mehtabı alıp karşımıza,
Muhattabım olsaydın,
Sorsaydın iyimisin?
O esnada,
Bir bardak,meyle dolsaydı..
Düşün, bir yara yokluğunda,
Kendinden geçmiş, kanaya kanaya.
Meğer seni görmek,
Merhem sürmekmiş yaraya.
Sevdanın, senin sevdanın,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!