BENİM 1
Kalbinin atışını
Arama başka yerde
Melankolinin ışıltısı
Düşlerinin ateşi
Benim beklediğin her yerde
Yanaklarını okşayan rüzgar
Çalkalantılarının ay ışığı
Çiçekli bahçenin nektarı
Titrek arzularının bin rengi
Benim beklediğin her yerde
Ateşin dudakları üstüne konmuş
Gecelerinin sessizliği
Göklere karşı
Kalbinin tam-tamı
Benim beklediğin her yerde
Aşkım
Büyüyüm
Ruhunun
En ulu melodisi
Benim beklediğin her yerde
-siirin asli-
JE SUIS 1
Ne cherch ...
-Unutamadım körpeliğin büyüdüğü yollarda çekilen acıları Unutmadım seni Her şey dün gibi Duruyor karşımda Unutmadım Anlın ortasından bin bir kere vurulmuş beni Dalıp gidince Apansız seller kopunca Bu Dağınık sokaklarda Ne de senin geceler çığlığında kanatlarıma konuşunu unuttum Ne de ağzından her uçanı…
-Sırtımı dönüp kapılarını kapattığım o cehennemin o anılarında Solmak üzere Somurtkan değil ama öyle Açmış görünen güllerin Dalından koparılmış hikayesi Parçalandı içimde Bir şarapnelin gözleri içinde Gözlerini içtim Ve şimdi yüreğim yanıyor Her gün Her gece saçlarından tutuşmuş Bir öksürük - Karanlık uçurumların dibinde…
-Kapkaranlık asırlar geçti üstümden Tufanlar kadar büyük yalnızlıklar Gülüşün geldi
Bir didinişin taze ufuklarına kondu Gülüşlerinde bir erdemin bütün dereceleri arasında yokladığım tenimde Bir şeyler canlandı apansız sarsılarak bende Yaşayamadıklarımın helisleri Pervane dönünce hayatımda Ruhunun bakışlarını buldum Özlemlerimin o bir türlü gidilmemiş sahillerinde Kollarım koparcasına sana yüzdüm her okyanusun yüzünde…
-Gün ak ve soğuk lapalarla yağdı gecenin üstüne Karanlıklardan arta kalan Yıldızların gölgesinde Soluduğum hava bir oksitlenmeydi Kalbimin atışına karşı Ve tenimin tenin gibi yakarışı Bahtiyarlığa Bir erimişliğin buzlarıydı Her bakışın gizli bakılan göz kıyılarında Dudaklarımın bir dua gibi yuvarladığı kelimeler içinden Fışkıran Bir çaprazlamaydı Sevinin bulutları ve sisleri arasında Yokluğuna…
-Gözlerimi yakan güneşin ışınları Bir kör olmaydı Avuçlarının şefkatine karşı olmayışımda Artık susamışlığım Yetmiyor hayatın divaneliğine Vücudunun kıvrımları akıyor İrislerimin derinliklerine Ellerimi tutup volkanlara atıyorum Tan terlerinde Her kedere Kederim büyüdükçe kanatlarımda Kanatlarımı Marmara üstüne çırpıyorum Martılar gibi sahillerinde divanece…
ne o kırkındaki çocuk
sana kritik yazmadığıma mı üzülüyorsun
takma kafana zamanım çok kritik
bak
sana bir sır vereyim de al da git
………Yaşamak istediklerimiz ve yaşamak istemediklerimizin tümü arasında
Gelip gidiyor canımızın zencefil met-cezirleri Bir histen ötekine dalgalanan
Sinir sisteminde Bazen kontrolü ele almak kolay olmasa da Bazen kontrolden
Çıkışımızın barometresinin çileden çıkışını görmek bile korkutuyor seyredeni
………Sabır her zaman Beraber oynamaya alışık olduğumuz iyi bir oyuncak
Değil Hele birde takt ve taktik istiyorsa acımasızca bizden Elimizi yakan ateşin
Ne garip
Hayalleri de tüketmişin
Seni içip
Anımsamıyorum kendimi
Eskisi gibi.
Elimi
Bir terek gibi
Anlıma koydum
Baktım dünyaya
Yirmi üç yaşıyla
Bir roman okudum da unuttum adını
Pos bıyıklı bir adam ovanın birinde
Yeni bir yaşam seçip koparmıştı sistemle olan bağını
Ki aniden oraya barajlar yapıp / sularla boğmak istediklerinde
O da onların ayakları altında ki sismik fayları arayıp buldu…
Büyümek / insan olmak
inanmak
suya toprağına bereketine
inanmak
büyük insanlığa haysiyetine
Künh gözlerinde ruhi türkü
Işık gölünde yüreğimi söktü kökünden
Bir canım çölde çığ çılan
Öteki yalpalandı yalın ayak
His sandalların mafsalında ayaklanarak
Bayıldım da kendime geldim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!