Nasıl unutursun
ilk gunleriydi İstanbul'a taşındığınızın
usulca dokunmuştun hanımeli kokan
bir duvara yaslı beyaz bisiklete
-Binmek ister misin
diye bir sesle irkilip
ayrılmıştın hayal dünyasından
Annenin dizlerine yatırıp
sarı saçlarını
saatlerce taramayı düşlediği Ömercik
duruyordu işte tam karşında
ki yaramazlık yaptığında
az mı dua ederdi
onun gibi uslu olmana
Kalır mıydın hiç altında
böylesi sıcak bir davranışın
sen de cebinde taşıdığın
kolonya kapağını uzatmıştın ona
ve başlamıştı bir arkadaşlık
çatılarına martıların konduğu
Çiçekçi sokaklarında
Evlerin arasından
bakmak isterken Kız Kulesi'ne
acemisi olduğun bisikletten düşmüştün
gitmiyor gözünün önünden
filmlerdeki gibi yardımına koşması
üstelik o gün ilk kez
yara bandıyla tanışmıştın
Kaybettin Ömerciği
şoförlük yaptığını duymuştın bir ara
ama bu şehirde
taşradan gelen bir çocuğa
bisikletini verecek insanların
yaşadığına inanıyorsun yine de
siyah ve kıvırcık saçlarınla
Kayıt Tarihi : 2.1.2002 15:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şoförlük yaptığını duymuştın bir ara
ama bu şehirde
taşradan gelen bir çocuğa
bisikletini verecek insanların
yaşadığına inanıyorsun yine de
siyah ve kıvırcık saçlarınla'
Ah Sunay AKIN ah ! ne güzel de yazmışsın.Tutup elimizden götürdünüz kayıp zamanlara...Çocukluk .. hiç bir yere gitmiyor..O bizim hep 'ANAVATANIMIZ '
Yara bandı, evet düştüğümüzde tanıştığımız...
O masum zamanlarda ,sadece dizimiz ,kolumuz acıyacaktı o da, düştüğümüzde...Annemiz öpünce de geçecekti...Katlanırız ne olacak derdik...Düşünmeden büyük düşüşleri...
Artık yara bantları bile yetmiyor aldığımız yaraları...Öyle de olsa o masum zamanların mirası mıdır, bilinmez...Biz hala inanıyoruz, düşünce kaldıracak dost elinin varlığına , hatta taşradan gelen çocuğa bisikletini verecek insanların olduğuna...
Kutluyorum dizeleri,nasıl da severim Sunay AKIN'ın baldan tatlı sözlerini ,üslubunu....
Teşekkür ederim seçici kurula saygılarımla...
:)
TÜM YORUMLAR (8)