Yalnızlık bir lütuf
Koruyan bir zırh,
Eldeki tek koz.
Ne vedalar kaldı, ne kırgınlık,
Yalnızlık var, kelimelere hapsolmuşçasına.
Kendimle konuşmayalı hayli zaman,
Değişmişim, kendimden öğrendim.
Zihnimle konuşuyorum;
Deli miyim, yoksa özgür mü kaldı düşüncelerim?
Mürekkep gibi dökülemezdim,
Hislerimi bilmeyene anlatamazdım.
Beni en iyi ben bilirdim,
Ve yalnızlığı seçtim.
Yalnızlık, odamda duran
Paslı kanepenin suskunluğu gibi—
Alışılmış, değişmeyen,
Sessizliğinde huzur bulan.
Ama bir gün,
Paslı demiri kıran bir aslan gibi
Kafesten sıyrıldık, ormana düştük—
Rüzgâr yelelerimizi yardı,
Yapraklar yüzümüze vurdu.
Bir paslı kanepenin üstünde,
Bir özgür aslan edasında,
Tütün kokusuna karışan bir gece,
Fincanda unutulan bir kahve,
Ciğerlerimde kaybolan bir nefes…
Kendimle olan savaşın,
Sevdasıymış yalnızlığım.
Kayıt Tarihi : 11.4.2025 23:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!