Ne zaman sana yaklaşmaya kalksam,
Ne zaman seninle yan yana gelsek,
O zaman ürkek bir ceylan gibi kaçtın,
Oysa ki ben ne kadar saf ve temiz,
Bembeyaz bir aşkla sevdim seni.
Tıpkı bir kar tanesinin saflığıyla sevdim.
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
Daha hiç çağrılmadım
O yıllarda her şey viran
O yıllarda her şey dağınıktı
Hayat hep siyah beyaz akardı
Akşamları langırt bilardo kavgalarını
Hep çalıkuşu kıraathanesi saklardı....
Çiçekli bakkal önündeki.... sohbetlerimize
Hissettiğim şey aynıydı,
Hissettiğiyle bir çocuğun ilk dili yandığında.
Önce bir sızı sonra acı,
ve sonra da gözyaşı hıçkırıklarla
Okyanusları içsen de yetmez hani.
İşte ben de öyleyim şimdi.
Sevginin adı yalan, ömrümün sonu talan,
Aşktan yana ne varsa, ömür süren aşk yalan.
Sen bırakıp gittin gideli, halim çok perişan,
Geceleri yıldızların altında dolaşan biriyim.
Sen bırakıp gittin gideli, ağlar gözlerim
Karanlık sanma ki ebede gider
Birgün güneş doğar ağlama anne
Geceyi yaradan gündüz de eder
Ağlayıp karalar bağlama anne
Bir yiğit yetişir imdadımıza
Âhır bu dert beni sine götürür
Onulmaz yâreler em em üstüne
Feryadım işiten aklın yitirir
Gitti safa geldi gam gam üstüne
Bir dilbere meyil verdim özümden
Yarın bayram,
Sanırım; yarın annem gelecek.
Yumak edip yolları,
Koynunda hüzünleri,
Gül kurusu gözleriyle;
Yarın annem gelecek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!