Güneş yüzlüm, hilal bakışlım;
Varlığın aynasıdır benliğimin,
Yaklaştıkça sana, kendimi buluyorum.
Görmemeliyim seni
Daha uzun sevebilmek için;
Buna değseydi eğer, sana şiirler yazardım,
Kan dolana kadar parmaklarım,
Süssüz, sade cümleler sererdim ayaklarına,
Güzelliğin kadar beyaz bir kâğıda,
Gözlerin kadar zarif cümleler kurardım.
Ne kadar uzunmuş bir gün,
Sesini duymayınca anladım.
Ne kadar anlamsızmış tüm renkler,
Gözlerini görmeyince anladım.
Ne kadar yakındaymış ölüm,
Sen uzaklaşınca anladım.
Mavera, yüzün bahçesidir ümitlerin,
Gökyüzü titrer üzerine anne şefkatiyle,
Gülüşüne siner papatya kokusu...
Mavera, yokluğun siyahıdır kandillerin,
Sensizlik tohumken erir dudaklarımda,
En çok göğe yakışıyor yıldızlar,
Harfler en çok şiirlere yakışıyor,
Hüzün en çok hislerime,
Yüzün en çok düşlerime,
Sevda en çok gülüşlerine,
Yakışıyor...
Say ki ben tek kişilik bir şairim,
Say ki benden başkasını okumayı bilmezsin,
Ne ben artık bir başkasını yazabilirim,
Ne de bir başkası seni yazabilir, göremezsin…
Say ki bilmeden ezberledim kokunu,
Bir ev ne büyük bir insana
Ve bir yatak, ne kadar geniş.
Bir şarkı ne acı dinlerken bir başına
Ve kaç hatıra sığar bir damla gözyaşına.
Sen uyuyorsun,
Nefesini dinliyorum.
Sanki;
Bir bebeğin ultrasonda kalp atışını duyuyorum,
Hayat doluyorum.
Şimdi saatler unuttu yarını,
Artık acıtmıyor geçen zaman,
Islatmıyor gözyaşları ağlama duvarlarını,
Ağaçlar unuttu yağmur damlalarını,
Herkes, her şey kendi derdinde,
Göçmen kuşlar kaybettiler yollarını...
Ben, yanlış zamanda doğru insandım
Ve sen bunu yanlış zamanda doğruca anlayacaksın…
İşte o vakit ne benim doğru insan olmamın kıymeti olacak,
Ne de senin doğru anlamış olmanın…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!