Dipteyim, en dipte...
Bağırıyorum sesim duyulmuyor,
Duyuramıyorum.
Karanlık bir geceye uyuyor,
Kapkaranlık bir güne uyanıyorum,
Gündüzüm gecem bir, kararıyorum.
Sahip olabilirsin, senin olmayana dahi;
Bir başına oturduğun o bank senindir,
Bir kafede çay içtiğin o masa senindir,
Gökyüzünde bir bulut seçersin ansızın,
O bulut senindir.
Bazen bir yıldızı işaret edersin parmaklarınla,
Seni düşündüm Ya Rab.
Tanımadan, seni düşündüm.
İstikbalim geldi gözlerimin önüne,
Üşüdüm...
Terk etmiş beni cesedim,
Omzumda ruhum, günahtan örülmüş bir tabut içinde,
Hissetmenin iyisi kötüsü yokmuş meğer
Hissetmek tek parçadan ibaret,
Mutlu, mutsuz, güçlü, yorgun hepsi tek bir parça,
Hepsinin çıktığı yol tek bir insan,
Hepsinin konuştuğu tek bir lisan...
Hissedersin,
Belki çok iyi insanlar değiliz,
Belki omuzlarımızda çok ağır günahlar var,
Belki bunları isteyerek yapmadık,
Belki yapmaya zorlandık, nefsimize yenildik,
Belki kendi içimizde defalarca kaybolup gittik,
Ama çıkış yolunu hep dualarda aradık.
Çıkmıyor gözlerin aklımdan,
Karanlığa kör gibiyim nasıl baktıysan.
Ne zaman açsam perdelerimi,
Uyku düşlesem yanı başında,
Hüzne sarılmış bir özlem uyanır içimde.
Ne gariptir sevmesi seni,
Bir bakıyorum unutmuş dudaklarım ismini,
Bana kalsa olsan da olur olmasan da.
Sonra unutamadığımı anlıyorum
En eksik zamanlarımda…
Diyorum ki olamamışım ben başka biri,
Siyah duvarlarda çakılı beyaz ışıklar,
Kaybolur gölgeler, gayb olur karanlıklar,
Omzumda akşamsız baharların yükü var,
Altımda bir ahşap sandalye,
Kulaklarımda tahta kapı gıcırtısı,
İçimde pullanır birikmiş yalnızlıklar...
Gitme.
Diz çökemem yalnızlığa,
Yüreğime düğümlenir gözlerin,
Nefes alamam,
Yutkunamam…
Elimde karakalemle,
Gökkuşağı yaratmaya çalıştığımı fark ettiğimde,
Her şey için çok geç değildi.
Renkli kalemler edinmeyi değil de,
Gökkuşağından vazgeçmeyi seçtiğimde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!