kaç yaşındayım
anama sorsam toprak olmuş
babama sorsan kemikleri un ufak
dünya kaç defa dönerse dönsün
yine elim göğsümde
devrime yüz sürüyorum
sevda bir ayışığıdır üstümde gezer
fırat şahitti
daha boz bulanık olmadan
sokak serserleri gülüstanlar yüklü
arkadaşlar, yeni yetme ıslık çalardı saklı yerlerime
aşağıda garipler çeşmesi,suyunda bıçak bilerdi
bir küheylan olmasam da olur
kısrak başında her akşam üstü
yıldızları toplasam ay ışığın da
muhteşem güneşi toplasam koynuma
önce insan diyorum kendime
insan ol demek geliyor aklıma
sana söylüyorum oğlum
sen doğduğunda anan dışarda
ben içerde ondokuz doğuruyordum
ellerini sabunla bolca
darağacı nasıl kolay geçer insanın boynuna
göreceksin
ara sıra aklıma geliyor
boş rakı bardağı gibi kırılmak
parça pinçik yerlerde
tepinsin o zaman
yüreğin üstünde balıklar
kavun beyaz peynir kol kola
ellerim omzumdan aşağıda
ayaklarım çukurdadır
bir baksam yoldan aşağı
zehir zemberek kış uykularıdır
emanete bırakılmış bir yaşama sanatı
erken vurulmuş güvercin kanadıdır
ne olduğumu sorma
nerede düşkünsem orada yaşarım
kimi gün deve boynunda
kimi gün kavga benim koynunda
yürü gitsin bu allık allık bakış
yeryüzü sefalet taşır omzunda
düşünerek yapılır gülüşlerde ki menzil
kuytular hep puşt zulası olmasındandır
oynak bir gül çengisi başlar birazdan
işçilerse tulumlarıyla zemheri karşılamasında
kömürün tozunu çıkarırlar yüreklerinden
kuşlar göç zamanına korkuyorlarsa da
sana söylüyorum oğlum
sen doğduğunda anan dışarda
ben içerde ondokuz doğuruyordum
ellerini sabunla bolca
darağacı nasıl kolay geçer insanın boynuna
göreceksin
ellerim omzumdan aşağıda
ayaklarım çukurdadır
bir baksam yoldan aşağı
zehir zemberek kış uykularıdır
emanete bırakılmış bir yaşama sanatı
erken vurulmuş güvercin kanadıdır
Yüreği olupta, bu yüreğinin varlığıyla yüreği elinde gezen dostlara selam olsun, Yüreğinize sağlıkk