İçli bir türküdür düşmez dilinden
Elinden düşmeyen tar olur sevgi
Bir tutam beklersin zülfün telinden
Göndermez bağrında har olur sevgi
Dağlarda laleye boyun büktürür
Unutma eksik olmaz gönlümdeki kredin;
Sen bir iste ben beşi; vermezsem kahrolayım…
Hangi dağlarda bittin, söyle nerde türedin,
Bahar gelsin dağlardan; dermezsem kahrolayım…
Gök göllerde baktın mı, cemaline, aynına,
Tek gönül verdiğim en son sevdiğim;
Gönül zincirini kır da gidelim.
Gönül gözü ile bakıp gördüğüm;
Saçlarını yele ver de gidelim.
Görecek mi gözüm öylece seni.
Yar gönül dağımda avamı çıktın
Gözlerin gönlüme saldırmadan vur
Zülfünden gönlüme tuzak bıraktın
Gözümdeki yaşa aldırmadan vur
Dünyamı daralttın başıma yıktın
Her gün her seher kapını
Yoklamaktan ben usanmam
Sır demiştin ya adını
Saklamaktan ben usanmam
Al ömrümün tapusunu
İsmini yazdığım karlı dağlara
Gün vurdu eridi akıyor yine
Hazanı görse de çiğdem çiçeği
Her bahar yeniden çıkıyor yine
Bazen kardelen ol bazen de lale
Âlemin gözünde ayağa düştüm
Halimi göremeyen dost neye yarar
Bilmezler ben kimin narında piştim
Külümü görmeyen dost neye yarar
Ela gözler ile kurdu ağını
Ruhumu donduran yaylanın karı!
Kardelen buz tutturma ne olur…
Ey yüce dağların deli rüzgârı!
Sevdiğime naz ettirme ne olur…
İnsafı yok dinlemiyor âmânı.
Tozpembe hayallerim denizlerde boğuldu
Sal beklerim kıyından, salmıyorsun kara kız
Ne yandan esti rüzgâr neden öyle dağıldı
Gül beklerim kıyından, gülmüyorsun kara kızı
Mutluluğun resmini çizidimde hayallerde
Vuslat meclisinde dile söz düşmez
Kelama gerek yok gözler konuşur
Bir gülüşü bir can ile ödeşmez
Edalar, işveler, nazlar konuşur
El ele gezerdik kırda bayırda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!