Suratımdaki tüm perdeleri sıyırdım bu gece.
Bak, gör:
ışık bile yakman gereksiz.
Kaldır büktüğün boynunu, mağrur dur.
Kara gözlerini çevir, gir içime.
ve anla;
Kara gürültüler topladım gökyüzünden.
Kurguladım bir yukarısı,bir aşağısı,
Para tönelleri hep kırdım.
Yok, yok olmazsa, olmaz gayri.
Yakacağım bu şehri.
Sonra da sen varsın…..Bekle!
Gidişini ihanet saymıyorum.
Olabildiğince masum bu belki de.
Ama anlayamadığım
……………………bu tebessüm…!
Neremde kaçak var?
Nerem sızdırıyor?
Yoksun,
Her şey sen...
Çabaladıkça,
Çoğalıyor yangınım...
Çabaladıkça hasret.
Çabaladıkça özlem.
Şimdi bana kalan ardından;
o kadar Gözyaşı döktüm ki Ardından..
Hiç Utanmadım,
Ve Hiç silmedim Gözyaşlarımı..
Çünkü Görünen Sadece Gözümdeki Yaştı..
Şimdi senin bahsettigin zaman
Alıyorum senden yüregimi
Çekiyorum kırılası ellerimi
Kapatıyorum kör olası gözlerimi
Birazdan beklide son kez görecegim
Kara gözlerini al yanaklarını
Neye üzülürüm biliyor musun?
Oy benim bağbozumu gülüm…
Karadan eksik siyaktan fazla,
albeni gözlerini göremediğime değil…
Çok sevdiğim sesinin, ılık ama militan
Aküstigini duyamadığıma da değil…..
Ne masal kentindeyiz.
Nede son gökkuşağı olma hakkın var.
Beni şiir’e seçtiğin gün!
Yağmur öncesiydi.
Tohumların cebinde.
Kıraçtı toprağın.
Anlaşıldı ey gönlüm,
bu karada ölüm yok sana.
belli etti teklemeyecek vasıfsız.
bu gidişim son otübüs terminaline,
varmayacagım tren istasyonlarına da artık.
gidiş yok, beklemek anlamsız...
I.
Umuda ne eklenebilirse,
Ekledim bütün gece….
En son “şubatumud” oldu.
Adına yeni harfler kattım,
Çoğalttım binbirkere…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!